ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Hüsnü Aktaş ve Mısır darbesi

Ahmet Balki

05 Temmuz 2013 Cuma 15:05
  • A
  • A

63 yaşında genç bir müslüman O. Genç, çünkü 17’lik delikanlı gibi zalimlere ve zorbalara karşı dimdik ayakta. Emanet ve Ehliyet, Fıkhi Meseleler isimli eserlerin sahibi Hüsnü Aktaş Hocaefendi’den bahsediyorum. Din Hizmeti’nin emekliliği olmaz diyen alim O.

“Medeni Vahşet” isimli eserini çıkarttığı zaman 12 Eylül’ün Atatürkçüleri O’nu en ağır işkencelerden geçirdiler ve 2 yıl cezaevinde yatırdılar. Çıkınca durmadı “Medeni Vahşet Cezaevi Notları” isimli eseri ile zorbalara meydan okudu. Yetmedi mazlumlara yardım etmek için “Vahdet Vakfı”nı kurdu.

28 Şubat Darbesi’nde de meydandaydı. Cezaevindeki mazlumlara yardım ettiği için içeri attı zorbalar O’nu ve arkadaşlarını. Ergenekoncuların öldürülecek isimler listesinde yer alan Hüsnü Aktaş Hoca, zalimlerin hep baş belası oldu.
Taksim Teröristleri, ümmetin ırzına tecavüz ettiğinde dergisi Misak Dergisi’nden şöyle haykırdı ihtiyar delikanlı:
“Çevreci sosyalistler, anarşistler, halkevleri, karteller, Acarkent ve Beykoz villaları gibi orman arazilerine çöreklenenler, Kemalistler, ulusalcılar, DHKP-C gibi illegal örgütlerin militanları, Kapitalistler ve anti-kapitalist müslümanlar(!) hep bir ağızdan diktatör suçlamasına devam etmektedirler. Hatta Başbakan Erdoğan’ın ‘diktatör’ ilân edilmesini yeterli bulmayan CHP Tunceli/Dersim Milletvekili Hüseyin Aygün gibi politikacılar, tweetlerinde Başbakan’a “O…Çocuğu” diyebilmektedir. Kendisini ‘Ben müftü karısıyım’ diye takdim eden, daha sonra CHP üyesi olduğu ve bar işlettiği ortaya çıkan bir kadının ‘Ulusal Kanal ve Halk TV ekranlarında’ yapmış olduğu propagandanın keyfiyetini ifade edebilecek kelimeyi bulmak mümkün değildir. (…) Ulusalcılık gibi keyfiyeti meçhul bir siyasi anlayış ile devrimcilik bir arada olmaz! Askeri darbe goygoyculuğu ile devrimcilik bir arada olmaz! Sosyal-faşistlikle devrimcilik bir arada olmaz! AKP karşıtlığı üzerinden İslâm düşmanlığı üretmekle devrimcilik bir arada olmaz! Sokakta yürüyen tesettürlü bir kadına, sırf kıyafetinden dolayı saldırmakla devrimcilik bir arada olmaz. Bezm-i Alem Camii’ne ayakkabılarla dalmak ve orada bira içmekle devrimcilik bir arada olmaz. Benim gibi meşrû sebeblerden dolayı sandık başına gitmeyen ve aydınlanma felsefesinin getirdiği kültür değerlerini ‘Medeni Vahşet’ ilân eden birisini bile ÇİLEDEN çıkaran bu rezil propaganda savaşı; bırakın Müslüman olmayı ‘ben insanım’ diyebilen herkes tarafından reddedilmelidir.”
Çileden çıkmıştı bir kere… Zorbalara ateş püskürüyordu. Mısır Darbesi üzerine MISIR ORDUSUNA İTAAT ETMEK ŞEREFSİZLİKTİR diyen Hoca şunları söylüyordu:

“Mısır'da General Abdulfettah El Sisi ve çetesinin; son bir yıldır devleti ele geçirmek ve darbe şartlarını oluşturmak için, bütün imkânlarını seferber ettiklerini söylemek mümkündür. İki gün önce bütün taraflara, uzlaşmaları için 48 saat süre tanıdıklarını ifade eden muhtırada “Yemin ederiz ki, Mısır ve onun halkını teröristlere, radikallere ve ahmaklara karşı savunmak için kanımızı çekinmeden feda ederiz.” diyerek, seçimle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı’na meydan okudular. Askeri bürokratların, Hıristiyan Kıptilerin ve keyiflerini kanun haline getirmekten zevk alan seküler aydınların koalisyonu; Mısır’ı karanlık bir tünele sürüklemekle kalmamış, tarihte görülmemiş bir ihanete de imza atmışlardır.
General Abdulfettah El Sisi ve çetesi; mutaassıp bir Hırıstıyan olduğu bilinen Adil Mansur’u geçici cumhurbaşkanı ilan ederek ABD ve müttefiklerinin desteğini sağlamışlardır. Başta Suudi Arabistan olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi krallıkla yönetilen ülkelerin, Hıristiyan cumhurbaşkanı Adil Mansur’u tebrik etmeleri, yapılan ihanetin boyutunu ortaya koymaktadır. Halkına silah çeken zorbaları destekleyen ve Selefilik iddiasında bulunan Nur Partisi’nin yöneticileri, hangi efendilere bağlı olduklarını bütün dünyaya ilân etmişlerdir. General Abdulfettah El Sisi ve çetesi’nin yönetime el koyma bildirisi de, tıpkı bizde 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül’de kalıp halinde tekrarlanan “kardeş kavgasına son vermek ve düzeni sağlamak” gibi bir gerekçeye dayandırıldığı malûmdur. Bugünden itibaren Mısır’ı generallerden oluşan bir askerî konseyin; Anayasa’yı askıya aldıkları için, keyiflerine göre yöneteceklerini söylemek mümkündür. Yönetimini ele geçirir geçirmez, mutaassıp bir Hıristiyanı geçici Cumhurbaşkanı ilân eden silahlı zorbalar, halkının yüzde doksanı Müslüman olan Mısır halkına, önemli bir mesaj vermişlerdir. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir savaş bir günde kazanılmaz veya kaybedilmez. Müslüman Mısır halkı, kendilerine ihanet eden silahlı zorbalara boyun eğecek kadar şerefsiz değildir. Mutlaka bunun hesabını soracaklardır.”

63 yaşındaki delikanlı hala delikanlı. Allah’ım onun günahlarını bağışlasın ve kıyamet günü günahlarını örterek cennetine alsın. Bizi de kendisine komşu etsin. Ümmetin alimleri var; Taksim Teröristleri… Bu ümmet size boyun eğmez!..

Eserleri:
Roman-Hikaye-Oyun:
1.İsyan Çiçekleri, 1974 Otobiyografik roman
2.Şeytan'ın Düzeni, 1974 oyun
3.Şen Olasın Laiklik, 1977, hikayeler
4.Cenazeler Çağı,1976 oyun
5.Fedailer, 1983 roman
İnceleme: Anı:
1.Medeni Vahşet Davası, 1987
2-Devlet ve Siyaset
3-İslami Hareketin Mahiyeti
4-Mazlumlarla Sohbet
5.Medeni Vahşet, 1980
6.Kelimeler ve Kavramlar, 1983,2 cilt
7.Fıkhi Meseleler, 82,83, 2 cilt
8.Emanet ve Ehliyet, 2 cilt

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.