ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Feodalizm mi akrabalık bağları mı?

Ahmet Balki

08 Mayıs 2013 Çarşamba 16:50
  • A
  • A

İstikrar ve güvenin teminatı aile ve akrabalık bağlarıdır. Kur’an fesatçıları tanıtırken “hısımlık düğümlerini” bozanları işaret etmiştir: “Onlar ki, söz verip antlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar. Allah'ın birleştirmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar.” (Bakara Suresi: 27) Aile bağlarını kesiyorsanız gücü dışarıda arıyorsunuz demektir. PKK, boşa taşeron değil.

Vazgeçilmez değerdir aile… Aşiret, ıslah edilir feodalizm mefhumuyla aşağılanmaz. Feodalizm; Batı yaşam tarzının dayattığı zenginlik hiyerarşisine dayanan ucube. Modern devlet, ulus devleti yaşatmak için insanı eritmeye muhtaç. Eritmek için atomize etmeli insanı. Aşiret ise en büyük tehdit.

Genç Cumhuriyet, zenginlik hiyerarşisine dayalı bir sistem kurmaya çalıştı. Aşiretler hedefti artık. Tehcir Kanunu sadece isyanları engellemek için değil, olası itirazlarında önünü kesmek için uygulandı bu topraklarda. Toprak ve egemenlik irtibatı, mutlak güç arayanların genel zihniyeti olmuştur. Ayette şöyle buyrulur: “Firavun, kendi kavmi içinde bağırdı; dedi ki: "Ey kavmim, Mısır'ın mülkü ve şu altımda akmakta olan nehirler benim değil mi? Yine de görmeyecek misiniz?" (Zuhruf Suresi: 51)

İslam’da iktidar için ön şart; ilim, adalet ve katılımdır. Zenginlik ve toprak iktidar için ön şartta değil, koşul da değil. Toprak ağalığı sistemi ise her daim aşiretlere karşı olanların kullandıkları düzen olmuştur. Bölge onlarla kontrol edilmiş, düşmanlar onlarla savuşturulmuştur.

Devlet, güvenliği açısından devasa kurumlar içerisinde eritilmiş örgütsüz (aşiretsiz) bir toplumu her zaman yeğlemiştir. Aslında halkı ile barışık, yaşam kalitesini yükselten bir devlet için, aşiret doğal örgütlenme biçimi olduğundan devlet içinde güç kaynağıdır. Aşiretlerin çözülmesi uzun vadede devlet için bile tehlikelidir. Kaldı ki özellikle Güneydoğu’da aşiret tipi örgütlenmeler, sadece toprağa bağlı egemenlik biçimini yansıtmaz. “Mele” dediğimiz toplum önderlerinin en bariz vasfı ilme sahip olmaları ve ihtilafları adaletle çözmeleridir.

Güneydoğu’daki aşiretleri feodalizmle tarif ederseniz gerçekleri çarpıtırsınız. Batılı müktesebatın esiri olursunuz. Dahası aşiretler arası çatışmayı alevlendirip zayıf olanı destekleyip güçlüyü eziyorsanız Türkiye’nin değil küresel güçlerin oyuncağısınızdır. 25 Eylül 1925 tarihli “Şark Islahat Planı”nın 10. Maddesinde şu ifadeler yer almaktadır:“Aşiret yapısının o sene zarfında ilgası ve halktan doğrudan doğruya hükümetle temas ve hukukunun bilvasıta hükümetçe muhafazası ve temini hususu peyderpey mevkii fiile konacaktır. Bunun için şarkta hükümet kuvvet ve nüfuzunun her şube-i idareden mefkûreli ve muktedir memur gönderilmek suretile takviyesi lazımdır. Aynı zamanda bu mıntıkadaki tali memuriyetlere dahi Kürt memur tayin olunmamalıdır.”

Aşiret, Kürt Sorununu çözmek için doğal ve ideal örgütlenme modelidir. Aslında oymaklar, Kürt Kültürü’nün içinde yaşandığı, asimilasyon zorbalığına direnç gösterilen adalardır. Bu adaları feodalizm kavramıyla mahkûm etmek, “gel beni yok et” demektir. Elbet aşiretlerimiz içinde çarpık unsurlar ve ilişkiler mevcut. Ama her şeye rağmen toplumun en temiz kalmış ve en kolay ıslah edilecek bölümleridir aşiretler. Ne yani aşiretleri dağıttınız ama kötülükte sınır yok diyen PKK adlı şebekeden kurtulabildiniz mi?
Töre cinayetleri diyecek birileri… Modern Kanunlar ve eğitim kurumlarının yaşattığı vahşet ve yıkımları görmeden. İnsan bile alınıp satılan bir meta artık.

Akrabalık Bağlarının çarpan etkisi oluşturduğu güçten neden yararlanmayalım. Ama modernizm, karşısında ve hatta yanında herhangi bir örgütlü güç görmek istemiyorlar. İslam ise doğal bir dindir. Aşiret bağını dağıtmaz pekiştirir. Hz. Muhammed (sav) şöyle buyurur: “Allah, merhametli olanlara rahmetle muamele eder. Öyle ise sizler, yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size rahmet etsinler. Akrabalık bağı Rahman’dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah onunla (rahmet bağı) kurar, kim koparırsa Allah da ondan (rahmet bağını) koparır.” (Tirmizi)

Hemen diyeceksiniz ki, bizim aşiretimiz yok ama sivil toplum kuruluşlarımız var… Sivil Toplum, hakları elde etmeyi bırakın muhafaza bile edememiş. Onlar da modenizme uyum sağlamak için icat edilmiş ucube.

İslam’da silah taşımak sünnet…

Bu sebeple silahlı bir güç topluma mutlak olarak egemen olamaz. Egemen olmak isteyen toplumla uzlaşmak zorunda. Aşiretleri ortadan kaldırırsanız idareci kimden korksun zulüm yapmaktan.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.