Fizik yasaları, içtimai sünnetullah ve vicdanın kanunları sadakat üzerine kuruludur. Kâinattaki ahenk, insicamın asıl olduğunu ortaya koymaktadır. İlim; keskin ve umumi kaideler olmadan manasızdır. Fen ve sanatlar; zatının cevherinden izahlarımızı tertipler ve nihayet hikmetle vahdaniyete terfi eder. Madde ve kuvvetle hareket ve sükûn oranında kaynaştırılamayan bir tabiat malumatı; uzaklık, yer ve zamana göre nicelik kavramında toplanmayan matematik; beden ve ruh tenasübünde içtima edilmeyen psikoloji, harici evren ve beyine göre hakikat anlayışında cem edilmeyen mantık; iyilik ve kötülüğe ilintili güzellik ve çirkinlik teriminde toplanmayan ahlak; nihayet nedensellik oranında ve varlık kavramında yekûn edilemeyen bir felsefe bulamayız. Şu, şunun için vardır. İşte bütün ilimlerin çalıştığı gaye budur. (Bkz. M. Hamdi Yazır-Hak Dini Kur’an Dili; c.1, sh. 38)

Doğruluk kıstası olmadan tüm bilişler anlamsızdır. Dolaysıyla sema ve yer hakla ayaktadır.(Bkz. Enbiya Suresi: 16-17) Âlemin bütün yasaları doğruluk üzerine kuruludur. Dârıdünya içerisinde yalanı üreten, yayan ve nihayet kurumsal hale getirebilen sadece insan ve şeytandır. O da ölüm hakikati karşısında boyun eğer. Yalanlar küçük kıyamette darmadağın olur büyük kıyamette defteri dürülerek ebedi ateşe mahkûm olur.
Tüm mevcudiyet ahde vefa esası üzerindedir. Ahid sözcüğü, “A,H,D” kökünden gelmekte olup lügatte “mütehakkim söz, yemin, vasiyet, kasten bir şeyi yapacağına azmetmek, birine söz vermek, adamak/nezretmek, hayatını bir şeye yönlendirmek ve bağlamak” gibi anlamlara gelmektedir. “Akit, misak ve vaat” gibi kelimeler “ahd” lügatinin yerine kullanılan kavramlardır. Kısaca ahid; değişen şartlara rağmen sözünden dönmemeyi ifade eder.

Vefa; vaadini yerine getirmek, sözünü tutmak, tamamlamak, hakkını vermek gibi anlamlara maliktir. Ahde Vefa; verdiği söze sadakat göstermektir. Bütün varlıklar içerisinde sözünde duran “ahdine vefalı” olan Hakkın ta kendisi Allahü Teala (cc)’dır. Bir ayet-i kerime’de şöyle buyrulmuştur:
“Bir de dediler ki: “Bize sayılı bir kaç günden başka asla ateş dokunmaz.” Siz de: “Allah'tan bir teminat mı aldınız? Böyle ise Allah kesinlikle sözünden caymaz, yoksa Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?” (Bakara Suresi: 80)

Allahü Teâlâ (cc) bir şeyi vaat etmiş ise mutlaka yerine getirir. Aslında bütün varlıklara sözünde durma “ahde vefa” derinliklerine (fıtratlarına) yerleştirilmiştir.