O bir diş hekimi, ama her şeyden öte iliklerine kadar bir mûsikî adamı…Kayseri’de İlahiyat Fakültesinde okurken geceleri de konservatuara devam ediyordum. Orada eksiklerimi gideriyor, repertuarımı artırıyor, başta Dr Mustafa UYAN olmak üzere hocalarımızdan istifade ediyordum.

Yıl boyu çalıştığımız eserleri de çeşitli etkinlikler vesilesiyle sahneye koyuyorduk. Şefimiz, Mustafa UYAN Hocamızdı. Kendisinden müziğe ait birçok şeyler öğrenmiştim fakat daha ötesi beyefendi kişiliği kimseyi kırmamak için azami özen gösteren olgun şahsiyeti tartışılmazdı.

Mustafa UYAN, yine Kayseri’nin mûsikî anlamında duâyenlerinden oğlum Hasan Kemal’in de ud hocası İsmail EDİZ’in rahle-i tedrisinde yetişmiş bir sanatkârdı. Uyan hocanın da hocası hatta mübalağa etmiyorum tüm Kayseri’nin bu anlamda üstadı olan İsmail EDİZ Hocamız, bembeyaz saçlarına ve ilerlemiş yaşına rağmen hala öğrenci yetiştirmesini takdirle karşılıyorum. Zamanımıza bakıyorum konservatuarlarda böyle idealist mûsikî aşığı hocayı göstermek için zorlanıyorum.

Mamâfih, şu an İTÜ TMDK’da okuyan bizim oğlan söyleyince de şaşırmıştım. Diyordu ki
“Babacığım, ben artık konservatuardan bir şey alamıyorum, bir iki hoca hariç hiçbiri bana bir şey veremiyor. Arkadaşlarımdan bazıları hariç birçoğu doğru dürüst makamları bilmiyor, hep kulaktan piyasa tarzı işi götürmeye çalışıyor”

İşte Hasan’a bu sözleri söyleten Mustafa UYAN Hocamızın ve hepimizin üstadı İsmail EDİZ gibi hocalardan ders görüp, kulakları küçükten beri sağlam sanatçılardan duyduğu seslerle beslenmesiydi kanımca…

Sağolsun Mustafa UYAN Hocamız Hasan ve daha nicelerinin yetişmesinde emeği var, Daha 8-9 yaşlarında Hasan’a şehir tiyatrosunda solo verip teşvik etmemiş miydi, Ona ayin okuması için cesaret aşılamamış mıydı, Ya minik kanuni Merve Yazar, veya Küçük ûdi Bekir Baloğlu ve diğer bütün çocuklarımıza bu rehberliği ve hocalığı tesis etmemiş miydi?
İşin özü, bunu gönülden ve inanarak söylüyorum. Bu işi para ile pulla değil de gönül vererek yapan korolar, cemiyetler ve bu cemiyetlerde Mustafa UYAN’lar, İsmail EDİZ’ler, Dr Hakkı TEKİN’ler, Mehmet TİRYAKİ’ler ve onlar gibi hocalar ve sanatkârlar olmasaydı bugün Türk Mûsikîsi kaybolup gidecek, sonraki kuşaklara erişemeyecekti.

Değerli Hocamız Dr Mustafa UYAN, dinî mûsikîye de çok örnek veriyordu. Zaman zaman kandil veya kutlu doğum haftalarında ilahilerden oluşan Tasavvuf Mûsikîsi konserleri verirdi, kendisinin çok sayıda bestelenmiş ilahisi de bulunmaktadır. Hatta bunlardan “Bu kitaba İnanmayan, birgün olur İnanırsın” adlı eseri ben de seslendirmiştim. Konu besteye gelince hemen belirteyim Sayın Hocamızın bildiğim kadarıyla 200’den fazla bestesi vardır. Bunların bir kısmı da TRT Repertuar Kurulundan müsecceldir.

Dr Mustafa UYAN’a ondan feyz almış, yetişmemizde çok emeği bulunan yüzlerce Kayserili veya Kayserili olmayan tüm sanat emekçisi dostlarımın adına teşekkür ediyorum. Hürmetlerimi arz ediyorum. Ailesiyle beraber sağlıklı nice yıllar yaşatmasını hepimizin maliki en büyük sanatkâr Cenab û Zülcelâl Hazretlerinden niyaz ediyorum.

Öğrenciniz,
Adnan Zeki Bıyık