ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Kafirun ve Atalara Ritüeller

Adil Yazgan

10 Kasım 2013 Pazar 01:05
  • A
  • A

Allahü Teâlâ (cc), Hz. Musa (as)’ı Fir’avun’a gönderirken şöyle buyurmuştur: “Varın da ona kavl-i leyyin edin; olur ki öğüt dinler yahut korkar.” (Taha Suresi: 44) Ayetteki “kavl-i leyyin” içinde sertlik olmayan yumuşak söz demektir. Bütün peygamberler, tebliğlerini kavl-i leyyin üzerine ifa etmişlerdir.

Tebliğ, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve batılın iptal edilmesi için yapılır. İbn-i Hişam “Siyer” isimli eserinde şunu kaydetmektedir: “Resulullah (sav), Kâbe’yi tavaf ederken müşriklerin ileri gelenleri yanına geldiler ve şunu söylediler: “Gel, biz senin ibadet ettiğine ibadet edelim, sen de bizim taptığımıza tap, biz ve sen (bu yönetim) işinde müşterek olalım. Eğer senin taptığın bizimkinden hayırlı ise biz ondan nasibimizi almış oluruz ve eğer bizim taptıklarımız seninkinden hayırlı ise sen de nasibini almış olursun.” Bunun üzerine Allahü Teâlâ (cc), Kafirun Suresi’ni indirdi.

Mekke Müşriklerinin Allah’a inandıklarını hatta Kâbe’yi tavaf ettiklerini biliyoruz. Onların Hz. Muhammed (sav)’e karşı çıkmalarının tek sebebi vardı. O da yaşam tarzı ve kanunlarını Allah’ın belirleyeceği ilkesiydi. Onlar Allah’ın kanunlarıyla Dar’un Nedve denilen meclislerinde çıkartmış oldukları kanunlarla eş görüyorlardı. Hz. Muhammed (sav)’e de “inat” etmeden ortak bir mecliste kanunları müzakere edebileceklerini söylüyorlardı. İslam onlara göre ideolojilerden bir ideolojiydi ve toplumsal değerlerle uzlaşabilirdi.

Kafirun Suresi, çok sert bir şekilde nazil olmuştur. Çünkü İslam her şeye tahammül eder ama Hak ile Batılın aynı torbada bulunmasına asla tahammül edemez. Surenin sertliğini bir nebze anlamak için mealini okuyalım:

“De ki: Ey Kafirler!..

Sizin taptıklarınıza ben tapmam.

Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.

Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”

Sure’de müşriklerin “Allah’a iman iddiası” yalanlanmaktadır. Çünkü Allah’a iman etselerdi, Allah’ın Şer’iatını benimserlerdi. Heykellerin karşısında saygı duruşunda bulunmazlardı. Allah’ın hâkimiyetini kabul ederlerdi. Kendi kanunlarımızı kendimiz yaparız demezlerdi.


Sure, Kevser Suresi’nden sonra gelmiştir. Orada Müslümanlara ileride büyük nimet verileceği beyan edilmiştir. Bu güvene sahip olan Müslümanlardan Kafirun Suresi’ni okumaları emredilmiştir. Yani müslümanların bütün ideolojileri reddetmeleri ve asla onların yaşam tarzlarına saygı göstermemeleri emredilmiştir. Müşriklerin heykellerine yaklaşmamaları istenmiştir. Ortada bir yerde buluşmak yok yani… Allah’ın kanunları müzakere edilmezler. Ya kabul edersiniz ya da “ey kâfirler” olursunuz.

Kafirun Suresi’nden sonra gelen sure, Nasr Suresi’dir. Bu surede, Allah’ın Müslümanlara yardım edeceği ve dünyada zafere ileteceği haber verilmektedir. Evet, Kafirun Suresi’ni okuyanlar dünyada zafere kavuşurlar. Çağdaş Mevlana olup, dinlerin birliğinden bahsedenler ise sadece hüsrana uğrarlar. Dünyada olmasa bile ahirette.

Bugün 10 Kasım!.. Müslümanların durumunu görünce hüzünleniyor insan.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.