Türkiye’nin RTÜK’ü varsa, benimde gücüm var yolunun reklamlarındaki bir diğer tehlike; Emrivaki!

İnternette özellikle YouTube’da bir çok subliminal ifşacısı ortaya çıktı (http://goo.gl/9rjX1C). Görüntünün bilinçli olarak anlamadığımız kısımlarına yerleştirilen resimler, semboller filan. Bunları da ret etmiyorum ama, Türkiye’de bunun kralı ve daha utanmaz hali var. Adına da, Emrivaki reklamcılık diyorum. Özellikle son dönemde ürün rekabetçiliğinin ve televizyon oluşturup reklam sericiliğinin artmasıyla bu iş giderek arttı.

Örnek olarak, “Bu-nu-Al-mak-Zo-run-da-sı-nız” cümlesi size tanıdık geliyor mu acaba? Veya hiç aranızda, bir yerden bir bürün aldıktan sonra; sürpriz! diye telefon alan varmı?
Telefonu açtığınızda, size “abi/abla şu ürünü almıştını ya, ‘ee..’, He işte biz bu satın alan abilerimizi ablalarımızı şirketimizin içinde bir kuraya soktuk ve 10 şanslı kişi arasında çıktınız. Size şu kadar şu kadar şeyi sadece 110 TL’ye göndereceğiz. Bu fırsat kaçmaz, gönderiyorum abi/abla, kabul ediyor musun?”

Bu diyaloğa dikkat ettiniz mi bilmem, satıcı, müşteriyi durduk yere çok pahalı olacak şeyleri ucuza kazanacakmış gibi etkiledi. Müşteri bu konulara hakim değilse, oo çok iyi yaptınız gönder der ve alır. 500 TL’lik bir şeyi, 100 TL’ye aldığını sanar.

Şimdi bunun üzerinden bir tecrübemi aktarmak istiyorum. Bir firmada Call Center’da işe başlamıştım. Günler geçerken.. Patronda insanlara yalan söylemeyin filan diyor. Ama bilenler bilir, Call Center’da datacılar vardır. Datacılar dediğimiz Call Center kısmı genel olarak önceden ürünü satın almış kişilere geri dönüş yapıp yeniden satış yaparlar. Yani ayağı alışanlarla ilgilenenlere datacı diyoruz/denir. Her neyse. Hiç bir paketimiz, kampanyamız veya kuramız yokken ve patron yalan söylemeyin demesine rağmen, yanımda habire birilerini arıyordu. Hepsi de önceden satın almış kişiler. İşte açtığı zaman yukarıdaki kuraya soktuk muhabbetini yapıyordu. 10 kişi arıyorsa, 9 kişi yine alıyordu şanslı olduğunu sanıp. Halbuki uydurma ve yalan. Boş yere yeniden parası çıktı cebinden.

Peki datacı uyarılara rağmen niye bunu yapıyor? Bu arada şunu da belirteyim, bunu kasten yaptıran yerde de çalıştım. İki Call Center tecrübemden birinde din sömürüp, olmayan kampanyalar satılıyordu, diğerinde yalancılık. O yüzden devam edemedik zaten.

Neyse, datacıların bunu yapma sebebi primli olmalarıydı. Yani maaş + satışları miktarı prim. Düz çalışanlar düz maaş giderler. Datacı olursanız primde sınır yok. Karlı iş yani. Bu hakları değil demiyorum. Ama yalan söylemeyi tetikleyen unsurlardan birisi de bu.

Televizyondan verdiğim örnek ve bunlar Subliminal mesajların dibine girmiş Turkish version’dur.

Yani Emrivaki Reklamcılık! RTÜK bu tür reklamlara el atmalı.