Türkiyenin batı hayranlığı akımının ürünlerinden bir tanesi de, İngilizce arz. Türkiye’ye ünlü yabancı şirketler, ürünler, hizmetler ve olgu isimleri Türkçe olarak gelseydi yine bu kadar tutulur muydu acaba?

Yabancı kelimelerin dilimize etkisi hakkında yakınırken(http://goo.gl/UVGQnd), artık bunu kendimizin de istediğimizin farkında değiliz. Yani ilk başlarda hayranlık üzerine girişimlerin olmasından başlayan yabancı kelimelerin Türkçeye karışımı, daha sonraları halkın olağan isteğine dönüştü. Bu sefer de, bunu halka neşredenler artık bu yolun dışına çıkamaz oldu.

Demek istediğim, yabancı isimler ile bir ton hizmet alıyoruz(http://goo.gl/6MrWcn), ama bunu Türkçe bozuluyor! diye karşılıyoruz. Halbuki, artık işbu faaliyetler olmaz ise talep o faaliyetin olduğu yere kayar. Şimdi basit örnekler verelim ve açıklık getirelim.

Örneğin, “Futbol” kelimesi Türkçeye “Ayaktopu” olarak geçseydi bu kadar tutar mıydı? “Basketbol” “Sepettopu”, “İnternet” “Uluslararası Ağ”, “Trafik” “Akış”, “Full” “Tam”, “Online” “Çevrimiçi”, “Koordinasyon” “Eşgüdüm” gibi..

Artık halkın normal şekilde kabul ettiği için iş üretenlerin artık bu şekilde hizmet üretmelerine bir şey denilemez. Her ne kadar başlangıç suçlusu olsalar da, artık yapmak -zorundalar.- Özellikle web ve yazılım sahasında İngilizce isimlendirme kaçınılamaz haldedir. Bundan dolayı bazı ünlü internet sitelerinin Türkçe isimlendirilmesi güzel.

Örneklere devam. “Facebook” mu tutardı “Yüz kitabı” mı?, “Twitter” mı? “Cıvıldamak” mı?, “Friend Feed” mi “Arkadaş besleme” mi? :), “Microsoft” mu “Mini Yumuşak” mı?, “iTunes” mu “Ben melodileri” mi?, “Yelp” mi “Havlamak” mı?, “YouTube” mu “Senİzle” mi?, “Voleybol” mu “Top yağdırma” mı?, “Windows” mu “Pencere” mi?, “Apple” mı “Elma” mı?...

Bunlardan dolayı, Türkçe bozuluyordan önce, bozulanları düşünelim. Bozulan iyice oturduktan sonra bozacakları tartışmışız ne yazar?

Şimdi soru; Futbol mu olsun, Ayak topu mu?