ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Başkanlık Türkiye'si

Abdullah Yüksel

14 Kasım 2013 Perşembe 14:24
  • A
  • A

Başbakan Erdoğan'ın tartışmaya açtığı ve bazen destek, bazen de köstek gören yönetim biçimi, Başkanlık Sistemi.

Önce Başkanlık Sistemi nedir kısa bir açıklayalım. Başkanlık Sistemi, yürütme organının tek kişide toplandığı (yetki olarak), yargının yürütmeyi feshedemediği bir sistemdir. Ancak Başkan, yargının ve kanunların da dışına çıkan yürütme uygulayamaz. Çok güçlü bir denetleme mekanizmasına sahiptir. Güçler ayrılığı, denetim üzerine oturtulmuştur. Bu sayede birbirinden son derece bağımsız olmalarının getirdiği avantajları süratle uygularken, diğer yandan dezavantajları hemen hemen yok edilmiş oluyor. Diğer bir değişle, güçler ayrı olduğu kadar dengeli. Çünkü ne olursa olsun yasalara tam uyum esas ve denetli. Ancak parlamenter sistemde yasama-yürütme birlikte işler ve bundan dolayı ne tam bağımsız olur, ne de denetimler çok fazla verimli olur; dolayısıyla ülkenin çarklarına "çomak sokar."

"Batı özentilerinin" hayran oldukları ülkelerin çoğu tam veya yarı Başkanlık sistemi ile yönetilmektedir. Aynı Batıcılar, bu sistemin Türkiye'ye gelmesine karşı. Yine aynı Batıcılar, Başkanlık Sistemlerinin iyi yönlerini, parlamenter olan ülkemize örnek gösteriyorlar?

Her zaman olduğu gibi bunu önerenin Recep Tayyip Erdoğan olması sıkıntı oluşturdu tabi.

Algıları her zaman bozmaya çalışan bu insanların, Başkanlık sistemine karşı çıkma sebepleri (tabi ki de her ne olursa olsun karşı çıkarlar da..) arasında federatif, eyalet sisteminin de Başkanlık sisteminde olması bahanesi. Halbu ki, Başkanlık sisteminde federal, eyalet yapı zaruri uygulanış değildir. Tamamen akılları bunaltmaya yönelik söylemler. Örneğin, aynı algı Şeriat için de var. Şeriati tek başına bir yönetim sistemi/biçimi sandırıyorlar millete. Hayır, Şeriat bir yönetim sistemi değil, kurallar bütünüdür. Yani Şeriati, Cumhuriyet ile de, Monarşi ile de, Başkanlık sistemi ile de, Yarı Başkanlık sistemi ile de, Federasyon ile de uygulayabilirsiniz. Çünkü Şeriat, dinin yönetmek için belirlediği kurallardır, sistem değil. Değişik yönetim biçimleriyle birlikte uygulanabilir.

Aynı şey hemen hemen Başkanlık sistemi için de geçerli. Başkanlık sistemini, federasyon olmadan da, eyalet oluşturmadan da, özerklik vermeden de; tıpkı Türkiye'deki il yapılanmasını kullanarak uygulayabilirsiniz. Sadece yönetim biçimi değişmiş olur. Ancak Başkanlık sisteminin getirileri ülkeye büyüktür. İlleri gerçekten -Milletin vekili- temsil eder, yerel yönetimler (yani belediyeler, valilikler vb.) daha yetkili ve güçlü olur. Bu sayede il içerisinde ki sorunlar çok daha hızlı çözülürken, il merkezde (yani Ankara'da) çok daha iyi temsil edilir. Sadece siyaset arenasında olanlar değil, büyük eğitim kurumlarının alanlarında uzman olan kişilerin de bakanlık yapabilme şansı vardır. Bu da işleri daha yetkin ve bilgin kişilerin yapması demektir.

Başkanlık sistemi, Türkiye'ye uygun mu?

Şimdiye kadar anlattıklarımla, evet. Fakat sadece bununla bitmiyor. Türkiye toplumu itibarı ile bir özelliğe daha sahip. O da, güçlü liderlerin peşinden büyük işler yapıyor olmasıdır. Tarih boyunca zaten Türkler, liderlerinin peşlerinden giderek muhteşem işler yapmışlardır. Yönetim biçimlerine destek sebeplerinden birisidir bu. Karakter icabı tek lider her zaman daha cazip gelmiştir. İşleri iyi yaptığında çok büyük işler yapılır. Başkanlık sistemi de işleri iyi yaptırmak konusunda son derece gelişkindir. Denetim ve kanunlar her şeyin önünde. Kısacası, Başkanlık sistemi, parlamenter sistemden daha fazla Türklere uygundur. Tarih de buna kanıt.

Ayrıca Türkiye'nin kendi Başkanlık sistemini oluşturması tartışıldığında gülüyorlardı. Aynı gülen kişiler, Türk halkını küçümsemediğini iddia ediyorlar?

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.