ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Alevilik çıkmazı...

Abdullah Yüksel

12 Haziran 2013 Çarşamba 21:29
  • A
  • A

Ben hanefi mezhebinden birisi olarak Aleviliği anlamaya çalışıyorum.

Günümüzde Aleviliğe karşı oluşan önyargının temel bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Bana göre Aleviliğin insanlar tarafından önyargı ile karşılanması (tabiki herkes değil); Aleviliğin net bir tanımının "toplulukça" olmaması. Araştırdığımızda karşımıza net bir tanım çıkabiliyor tabi. Ama tam olarak Alevilik şudur diyen bir açıklama hiç bir yerde göremedim. İnsanlar tam olarak bilmediği şeyleri gözlemleyerek öğrenirler.

Gözlemlerken de gördüğümüz, bu net kavramın arkasında durmayan bir itikad topluluğunun olması. Uygulanış bazında Alevilerde, tamamen Hanefi gibi olanda var, Şafii gibi olanda var, Caferi gibi olanda var. Sünni ve Şii özelliklerde taşıyor yani. Dini bütün olanda var, ayrı diniz diyende var. Hz. Ali'ye ilah diyende var. İşte tüm bu kargaşalar insanlarda anlam kargaşası oluşturuyor. Alevilikte net bir tanımı ortak bir şekilde savunan topluluklar olmadığı için İslamı bozmaya çalışan güçler "malesef Aleviliği" kullanıyor.

Bana göre burada Alevi topluluklarında sorumuluğu var. Artık Aleviliğin net bir tanımını ortaya koyan ve en önemlisi koymak ile kalmayıp savunan bir görüş birliği olmalıdır. Şii'lik yönlerine baskın gelen Aleviliği baskın göstererek İslamı bozmaya çalışıyorlar. Ya da mezhep çatışmaları çıkarmaya çalışıyorlar. Aleviliğin kullanılmasının açık sebebide budur. Anlam kargaşası ve görüş birliğinin olmaması.

Görüş birliği hususunda o kadar sorunlar var ki, ilden ile, ilçeden ilçeye, bölgeden bölgeye ve devletten devlete birbiri ile hiç alakası olmayan Alevilik tanımları çıkıyor. Takdir edersiniz ki, bunu kullanan güçler zamanında Şah İsmail'di. Oda bozuk bir inanç türünü zorla insanlara aşılamaya çalışıyordu. Kürtlerin Osmanlı'ya iltihak etmesinin en büyük sebeplerinden birisi zaten buydu. Aleviliğin "bir çok çeşidinden birisi olan bir türü" yaymaya çalıştı, Şah İsmail. Buraya dikkat -"Seçtiği tür, bozuk olan bir türdü."- ve bundan dolayı Yavuz Sultan Selim Han onu öldürdü. Bozmaya çalışanlarıda.

Algıda bir sorun var; "Yavuz Sultan Selim Alevileri katletti" diye. Hayır: Selim Han İslam bozmaya çalışanları katletti. Yani bunun içine takılıp kalmak Alevileri katletti diyerek ülkeyi bir birine düşürmeye çalışmaktır. Eğer aynı İslam'a uygun olmayan türlere sahip olsaydı Hanefi olanıda katlederdi, Şafii olanıda..

Çünkü Selim Han, HALİFEYDİ, Emiri-l Mü'minin'di. Halife'de dinini bozmaya çalışan kişi ve inanç türünü, Alevi, Sünni, Şii, Hanefi diye ayırmaz. Gereğini yapar. Bunu iyi anlayınız lütfen. Selim Han İslamı bozanları katletti, Alevileri değil. Aleviliği kullananları katletti. Ama hangi Aleviliği? Hz. Ali'ye ilah diyen Aleviliği. Ehl-i Sünnet olan Aleviliği değil.

Ayrımları doğru yaparsanız doğruları görürsünüz. Buradan da Alevilere çağrım şudur; "Artık net bir tanımı kabullenmiş bir Alevi topluluğu gerekiyor. Aksi taktirde kullanılmaya ve mezhep çatışmasını çıkartmaya alet edilmeniz malesef devam edecek."

Topluluktan kastım bir dernek filan değil. Artık Alevilerin hepsinin ortak bir görüşü savunması gerekiyor ki:

"GERÇEK ALEVİLER ORTAYA ÇIKSIN."

YORUM YAZ
TOPLAM 2 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • Abdullah Yüksel - Abdullah Yüksel:09 Kasım 2013, Cumartesi 21:22

  • Abdullah Yüksel - Abdullah Yüksel:29 Haziran 2013, Cumartesi 23:52