ÖNE ÇIKANLAR :
EKONOMİTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 30 Kasım 2014 Pazar 09:59

Türk tahviline hücum

Türk tahviline hücum

Uluslararası yatırımcılar petrol fiyatındaki şok düşüşle yeni arayışa girdi. Son gelişmelerle birlikte gelişmekte olan ülke tahvilleri ve Türk tahvillerine olan ilgi yeniden arttı.


Petrol fiyatlarının düşmeye başlaması ile cari açık, enflasyon ve faizlerde gerileme beklentisi Türk tahvillerine ilgiyi artırıyor. JP Morgan Gelişen Ülkeler Tahvil Endeksi, eylülden bu yana yükseliyor. Türkiye’deki faizlere baktığımızda eylül ayından bu yana yaşanan aşağı hareketin petrol fiyatlarına paralel geliştiği görülüyor.

Eylül başında yüzde 9.07 olan aktif tahvilin faizi, kasım sonunda 7.80’lere geriledi. Aynı dönemde petrol ise 102.59 dolardan 77.65 dolara düştü. Moody’s, petrole yönelik 2015 ve 2016 fiyat beklentilerini düşürdü. Kurum, Brent’te fiyat beklentisini gelecek yıl için 90 dolardan 80 dolara, 2016 için ise 85 dolardan 80 dolara indirdi. Moody’s, ABD ham petrolünün 2015’te ortalama 75 dolar düzeyinde işlem göreceğini öngörüyor.

Cari denge için iyi gelişme

OPEC toplantısında günlük 30 milyon varil petrol üretimine devam edilmesi kararı çıktı. Bu gelişme gösteriyor ki petrol fiyatlarında düşüş devam edebilir Bu gelişme Türkiye gibi petrol ithalatçısı ülkelerin ekonomileri ve para birimleri için olumlu.

Türkiye’de özellikle cari denge bundan olumlu etkilenecektir. Bunun yanında risk iştahı açısından gelişmekte olan ülke pariteleri için pozitif bir gelişme. Petroldeki düşüş hızının artması gözleri gelişmekte olan ülkeler içerisinde cari açığı en yüksek ülkelere çevirecek. Türkiye, bu ülkeler içerisinde başta geliyor. Gelişmekte olan ülkeler içinde bu yıl Türkiye ve Güney Afrika cari açık rakamı gayrisafi milli hasılaya göre yüzde 5.7 ile en yüksek iki ülke. Böyle olmasına rağmen Türkiye’nin geçen yıl milli gelirin yüzde 7.9’u kadar olan cari açık bu yılın sonunda yüzde 5.7’ye gerilemiş olacak.

Bölgesel krize rağmen

IMF’nin tahminine göre yılsonu itibariyle Hindistan ve Endonezya yüzde 5’in üzerindeki büyümesiyle gelişen ülkeler arasında önde yer alacak. Türkiye ise yüzde 3.3 beklenti ile Polonya’dan sonra geliyor. Petroldeki düşüş ve olumlu gelişmeler elbette kurum raporlarına yansıyor. Raporlarda, Türkiye’ye ilişkin olumlu değerlendirmeler daha fazla yer alıyor.

Dış ticaret açığının kapanmasına yardımcı olacak gelişmelerin Türkiye’yi öne çıkaracağı üzerine vurgu yapılıyor. “Türk Ekonomisi bölgesel krize (Suriye ve Irak’taki gelişmeler) rağmen toparlanıyor” başlıkları daha fazla görülmeye başlanacak.

Bizim ligde kim ne faiz veriyor?

Faizlerin en yüksek olduğu gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya yüzde 11.96 ile ilk sırada. Ekonominin resesyondan çıkması için önlemler alınan ülkede, enflasyon oranı yüzde 6.2 seviyesinde. İkinci sırada yüzde 10.46 faizle Rusya geliyor. Rusya’daki enflasyon yüzde 8.3’de. Hindistan’da faizler yüzde 8.14 seviyesinde. Enflasyon ise yüzde 7.6. Faizi en yüksek dördüncü gelişmekte olan ülke ise Türkiye. Bu dört ülkeden farklı olarak enflasyon yüzde 8.9. Yani Türkiye’de enflasyon faizin üzerinde. Yüksek enflasyonu olan ülkeler faiz silahını kullanarak enflasyonu dizginliyor. Ancak bu da büyüme üzerinde olumsuz etki yaratıyor.

Hisse piyasasına bakıldığında da küresel piyasalardaki gelişmelerin etkisi görülüyor. Yılbaşından bu yana bakıldığında MSCI Gelişen Ülkeler Endeksi 27 Kasım itibari ile yüzde 0.9 oranında değer kazandı. Ancak aynı dönemde MSCI Türkiye Endeksi yüzde 22.30 oranında yükseldi. Yılbaşından bu yana Rus hisse senetlerinde yüzde 30 düşüş yaşanırken, Macaristan’da düşüş yüzde 21 oldu. Polonya’da ise yüzde 7.9.

Risklere dikkat

Merkez Bankası finansal istikrar raporunda cari açıktaki iyileşmenin devam etmesinin beklendiğini belirtiyor. Küresel oynaklığın etkisi ile ikinci yarıda sermaye akımlarının zayıf görünüm sergilediğini vurgulayan Merkez, ikinci çeyrekte Türkiye’deki risk priminin düştüğüne vurgu yapıyor. Küresel iktisadi faaliyetlerdeki zayıf görünüm ve emtiadaki aşağı yönlü eğilimin küresel enflasyon oranlarının düşük seyretmekte olduğunun altını çiziyor.

Öte yandan, risklere vurgu yapanlar da var. IMF’ye göre, 2010’dan bu yana Türkiye’de büyük dış açık oluştu. Enflasyon hedeflerin üzerinde. En büyük risk, sermaye akışında yaşanacak ani bir değişiklik. İşsizlik bu yıl yüzde 9.5, gelecek yıl yüzde 10.4 seviyesine yükselecek. 

 

Kaynak: Milliyet

KAYNAK:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER