Global Resources Partnership ve The Bosphorus Energy Club'ın Başkanı Mehmet Öğütçü, petrol fiyatlarındaki düşüşün devam edeceğini belirterek, Kuzey Irak'taki doğalgazın ise 2018 yılında ihraç edilmeye başlanabileceğini bildirdi.
AA muhabirinin enerji piyasalarındaki değişimlere ilişkin sorularını cevaplayan Öğütçü, petrol fiyatlarının bir süre daha düşmeye devam edeceği öngörüsünde bulundu.
Öğütçü, Suudi Arabistan'ın piyasa payını korumaya çalışması, Kuzey Amerika'nın kaya gazı ve kaya petrolünü iskontolu satmayı sürdürmesi ve Çin'de ekonomik yavaşlamayla talebin azalmasına ek olarak, Rusya'nın "burnunu sürtme" amaçlı yaptırımların fiyatları 80 doların altına düşüreceğini anlattı.
Petrol fiyatlarının düşüş eğiliminin bazı ülkelere fayda sağlarken üretici ülkeleri de zor durumda bırakabileceğini kaydeden Öğütçü, şöyle dedi:
"Bu aslında iki ucu da keskin bıçak durumu, fiyatın düşmesi zaten yavaşlamış olan yatırımları durma noktasına getirecektir. Tüketici ülkeler için bir nimettir tabii ki. Türkiye gibi ülkelerin cari işlemler açığını nispeten azaltır, stratejik rezerv depolamayı teşvik eder. Şayet yukarı doğru hareketlenme olacaksa bunu ancak 2015'in ikinci çeyreğinden sonra bekleyebiliriz. 80-100 dolar aralığı hem üretici hem de tüketiciler için en sağlıklı şerittir."
Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ve merkezi Irak merkezi hükümeti arasında enerji maddelerinde ön uzlaşmanın sağlanmasının olumlu bir adım olduğunu belirten Öğütçü, bölge petrolünün her geçen gün daha kolaylıkla ve artan hacimde ihracatının mümkün hale geldiğini dile getirdi.
Mehmet Öğütçü, rafineri ve tüccarların Bağdat'ın kara listesine girmekten çekindiği dönemde bile Kürt petrolünün ciddi iskonto sayesinde kendine İsrail, Macaristan, Singapur gibi pazarlar bulmakta zorluk çekmediğini belirterek, "Yıl başından bu yana Bağdat'tan yüzde 17'lik payını alamamasından doğan bütçe sıkıntısı bu ihracat sayesinde kısmen giderildi" dedi.
Şu ana kadar satılmak üzere 23 milyon varillik petrolün bölgeden uluslararası piyasaya sunulduğunu kaydeden Öğütçü, Türkiye tarafında boru hattı üzerinden taşınacak petrolün miktarına dair bir sınırlamanın da getirilmediğini kaydetti.
Bu yılın sonuna kadar Kuzey Irak'tan transfer edilen petrolün 500 bin varilden 700 bin varile çıkartılabileceğini, fiili ihracatın ise 2015'in ilk çeyreğinde 500 bin varile ulaşacağını belirten Öğütçü, Kuzey Irak'taki doğalgaz kaynaklarının yakın zamanda uluslararası piyasalara ulaşabileceğini vurguladı.
Öğütçü, "Kürt Bölgesi'nin doğalgaz ihracatı, şayet gerekli yatırımlar zamanında yapılırsa, 2018 başından itibaren mümkün hale gelecek. Başlangıçta yıllık 4 milyar metreküp iken, 2020'ye kadar da 10 milyar metreküpe ulaşabilir. Şah Deniz-II'den Türkiye'ye yıllık 6 milyar metreküp, 10 milyar da Avrupa'ya geleceğini düşünürseniz Kürt gazı hiç azımsanmayacak boyutlarda. Lakin büyük çaplı yatırımlar gerekeceğini, bunlar için finansman yaratmanın da zorlu bir iş olacağını söylemekte yarar var" diye konuştu.
"Petrol IŞİD'e kalıcı gelir olmayacak"
IŞİD'in bölgesel enerji politikalarındaki etkisini de değerlendiren Öğütçü, bölgenin haritası iç dinamikler nedeniyle yeniden çizilecekse Sünni üçgenin de bu yeni haritada yerini alacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak canice öldürmelere başvuran IŞİD'in muhatap alınması hiç olası gözükmüyor. Bölgede yaklaşık 30-35 bin varillik bir üretim kapasitesi var. Şimdilik kaçak olarak komşular üzerinden çok yüksek iskontolarla satılmaya çalışılan bu petrolün kalıcı bir gelir sağlayacağını sanmıyorum. IŞİD'in petrol gelirleri uzun süre devam edemeyecek. Çoğu kendi ihtiyaçları için kullanılacak, aynı zamanda da IŞİD'e karşı ticari kıskaç daha da daralacak. Baji gibi ülkenin ikinci büyük rafinerisinin kurtarılması Irak'ı rahatlattı ama Musul ve Kerkük sahalarıyla boru hatları üzerindeki tehdit tamamen kalkmadı. İhtilaflı bölgeler de her zaman gerilim ve çatışma konusu olmaya devam edecek."
"Kıbrıs gazına en cazip pazar Türkiye"
Yakın zamanda Doğu Akdeniz'de hatırı sayılır doğalgaz kaynaklarının keşfedildiğini, İsrail'in doğalgaz sahalarına ek olarak Kıbrıs açıklarındaki Afrodit sahasının da ciddi bir potansiyel arz ettiğini belirten Öğütçü, mevcut sahaların geliştirilmesi için yeterli finansman bulunamamış olmasına karşın üretilecek gazın nereye ve nasıl satılacağının kritik öneme sahip olduğunu dile getirdi.
"Şu anda en cazip pazar Türkiye ve onun üzerinden AB ülkeleri. Siyasi sorunlar nedeniyle İsrail gazının deniz altından Türkiye'ye ulaştırılması bu aşamada mümkün değil. İsrail de zaten böyle bir riski almak istemiyor" diyen Öğütçü, ileride bölgenin doğalgaz kaynaklarının uluslararası piyasalara ulaştırılması gerekeceğini vurguladı.
Öğütçü, sözlerini, "İleride boru hattı kaçınılmaz. Türkiye, Doğu Akdeniz'de oyun kurucu olma sansını kısa vadeli siyasi ihtilaflara feda etmemeli. Kıbrıs'ın mevcut sahalarının rezervleri de LNG tesisi kurulmasına izin verecek boyutta değil. Bu itibarla er ya da geç Türkiye seçeneği hem İsrail hem de Kıbrıs için zorunlu hale gelecek" diye tamamladı.