ÖNE ÇIKANLAR :
EKONOMİTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 30 Kasım 2014 Pazar 12:03

Model bir il olma potansiyeli taşıyor

Model bir il olma potansiyeli taşıyor

Kalkınma Bakanı Yılmaz, "Çözüm süreci, Alevi meselesi konusunda atılacak adımlar, bu bölgemizle doğrudan ilgili. Aslında Tunceli, Dersim, bütün bu süreçler için model bir il olma potansiyeli taşıyor" dedi.


Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Tunceli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölgesi Üniversitelerince Önerilen Kalkınma Projeleri Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, yeni üniversiteler kurduklarında birilerinin, bu üniversitelerin "tabela üniversitesi" olacağını iddia ettiğini belirterek, bu iddiayı ortaya atanlara bölgedeki üniversitelerin gösterdiği önemli gelişmeleri yerinde görmelerini tavsiye etti.

İnsan odaklı kalkınmanın önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:

"Bu kapsamda çözüm süreci, yine Alevi meselesi konusunda atılacak adımlar, bunlar bu bölgemizle doğrudan ilgili. Aslında Tunceli, Dersim, bütün bu süreçler için model bir il olma potansiyeli taşıyor. Burada meseleler çözülürse insanımız burada kendini mutlu hissederse inanıyorum ki bütün Türkiye'de bu mesele belli bir yere gelmiş demektir. Belki Tunceli'nin toplam nüfustaki payı çok yüksek değil ama ağırlığı bu anlamda niteliksel özellikleri son derece önemlidir. Dolayısıyla bu konuda hep birlikte kafa yormamız lazım."

Yılmaz, toplumun tüm kesimlerinin farklılıklara tahammül göstermesi ve zenginlik olarak görüp konuşmaya devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ama bir taraftan da siyasi görüşümüz, etnik kökenimiz, mezhebimiz, dinimiz ne olursa olsun hep birlikte şiddetin karşısında durmamız lazım. Bunu becerdiğimiz gün, bence bütün sorunlarımız aslında rayına girmiş demektir" diye konuştu.

"Türkiye'de toplumun tüm kesimleri çok fazla siyaset tartışıyor"

Demokratik kanalların açık olduğu bir ortamda hiç kimsenin burnunun dahi kanamaması gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Sonuçta insandan bahsediyoruz. Bir insanın hayatı bütün ideolojilerden ve bütün siyasi tartışmalardan daha değerlidir. Bunu merkeze aldığımız zaman ben çözülemeyecek bir meselenin olmadığını düşünüyorum" dedi.

Yılmaz, Türkiye'de toplumun tüm kesimlerinin çok fazla siyaset tartıştığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyaset önemsiz değil fakat biraz da reel hayat tartışılmalı. Biraz da bu bölgede yaşayan insanların durumlarını nasıl daha iyiye götürürüz, nasıl daha üretken hale getiririz, gelirlerini nasıl artırırız, gençlerimize nasıl daha fazla istihdam imkanları oluştururuz, bu açıdan Dersim'in ne tür üstünlükleri var, ne tür özellikleri, değerleri var bunları konuşmalıyız. Bu bir kültürel, tabii, insan değeri olabilir. Hangi eksenler üzerinden kalkınacağımızı belirledikten sonra, ikinci bir soru sormamız lazım. Bunları nasıl harekete geçiririz? Bu değerleri, varlıkları ne yapacağız ki bundan ortaya bir katma değer çıkaralım."

"DAP'ın bölgede uygulanması daha önemli bir hale gelmiştir"

Vali Osman Kaymak ise 2011 yılında oluşturulan DAP'ın 15 ili kapsadığını söyledi.

DAP'ın kuruluş amacının bölgedeki araştırma, planlama, programlama, projelendirme, izleme ve koordinasyon hizmetlerini yerine getirmek olduğunu ifade eden Kaymak, "Tunceli'nin geçim kaynağı tarım ve hayvancılıktır. 1990 ve 2000'li yıllarda bölgemizdeki terör olaylarıyla birlikte ilimiz tarımda bitme noktasına gelmiş, son yıllarda da bölgemizdeki huzur ortamıyla köylerimizdeki nüfus artışı ivme kazanmıştır. DAP'ın bölgede uygulanması daha önemli bir hale gelmiştir" şeklinde konuştu.

Tunceli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Durmuş Boztuğ, 21 Mart 2013'te Diyarbakır Meydanı'nda okunan Nevruz mesajını anımsatarak, "Türkiye'de yeni bir dönem başladı" ifadesini kullandı.

Sürecin adının yeniden kaynaşma, kucaklaşma, birleşme ve bütünleşme süreci olduğunu ve bunu canı gönülden desteklediğini ifade eden Boztuğ, şunları kaydetti:

"Artık barış sürecini bir Türk, Kürt, Alevi uzlaşmasına çevirmeliyiz. Ülkemiz büyük bir Türk, Kürt, Alevi uzlaşmasıyla gelecek 10, 15 yılını birlikte hazırlamalıdır. 77 milyonun kabul edeceği sivil anayasa, bir devlet aygıtı mekanizması bunu ancak insanlarımızı ötekileştirmeden, hepsini bağrımıza basarak, kucaklayıcı, kapsayıcı bir yaklaşımla yapabiliriz. Bu nedenle ben barış sürecinin sadece Türk, Kürt kaynaşması, uzlaşması, birleşmesi, bütünleşmesi değil Türk, Kürt, Alevi ve dahi azınlık kaynaşmasına evrilmesini öneriyorum."

KAYNAK:
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER