ÖNE ÇIKANLAR :
EKONOMİTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 13 Haziran 2013 Perşembe 12:27

İTO 19. Dönem ilk Meclis toplantısı


İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirerek, "Ortaya çıkan bu tür krizlerden, önce ekonomimiz olmak üzere tüm ülkemiz etkilenir. Ekonomi sadece rakamlarla belirlenen bir alan değildir, duygusal boyutu vardır. Böyle dönemlerde üzerimize düşen soğukkanlı ve sağduyulu olmaktır" değerlendirmesinde bulundu.
Çağlar, İTO'nun 19. Dönem ilk Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çok büyük bir değişim geçirdiğine işaret ederek, "Geçtiğimiz 10 yıl birçok alanda Türkiye'nin 'dünya sahnesinde artık ben de varım' dediği bir dönem oldu. Özellikle ekonomik açıdan bir başarı hikayesi yazdık" dedi.
Türkiye'nin 2002-2012 yıllarında yılda ortalama yüzde 5 oranında büyüdüğünü hatırlatan Çağlar, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu büyüme oranı çok önemli, çünkü bu 10 senenin içinde 2008 yılında yaşanan bir küresel kriz var. 2001 yılındaki kriz sonrasında çıkardığımız dersler ve uygulanan doğru parasal ve mali politikalar sonucunda, önceki krizlerden farklı olarak IMF desteğine gerek kalmadan herhangi bir döviz kuru krizi yaşamadık, faiz ve enflasyon oranları da tek rakamlı hanelere indi. Üstelik, on yıl önce biri size IMF'ye olan borç kapanacak deseydi, eminim bunu ciddiye alan çıkmazdı. Ama şimdi bu borcun kapandığını görmek de bize nasip oldu.
Üstelik IMF'ye 5 milyar dolar kredi vermek için görüşmelerimiz sürüyor. Tüm dünyayı etkileyen bu krizde, ülkemiz OECD ülkeleri arasında kamu kesimi tarafından bankacılık sektörüne müdahale ya da kaynak aktarma ihtiyacı olmayan tek ülke olarak dikkati çekmiştir. Bu ekonomimizin ne kadar sağlam ayaklar üzerinde durduğunu gösteren çok önemli bir noktadır. Sonrasında, Türkiye ekonomisi 2010 yılında yüzde 9,2 ve 2011 yılında yüzde 8,8 oranında büyüyerek Avrupa'nın krizden en az etkilenen ve en hızlı büyüyen ekonomisi haline gelmiştir. Allah nazardan korusun."
İbrahim Çağlar, nominal borç stokunun Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranının on yıl içinde yüzde 74'ten yüzde 36,1'e gerilediğini, bütçe açığının GSYH'ya oranının, yüzde 10'dan yüzde 3'ün altına gerileyerek AB-Maastricht kriterlerinin bütçe dengesi için öngördüğü ilkeye uyum sağladığını, 2002 yılındaki 231 milyar dolar seviyesinde olan ülkenin GSYH'sının 2012 yılında, neredeyse üç kattan fazla artarak 786 milyar dolara ulaştığını anımsatarak şu bilgileri verdi:
"Aynı dönemde kişi başına düşen milli gelir 3 bin 500 dolardan 10 bin 500 dolara yükseldi. Yine, 2002 yılında 36 milyar dolar olarak gerçekleşen ihracatımız 2012 yılı sonunda 153 milyar dolara yükseldi. Turizm geliri ise 2002 yılında 8,5 milyar dolarken 2012 yılında 25 milyar doları aşmıştır. Türkiye son 10 yılda böylesine bir sıçrama yaşadı. Yükselen ekonomiler ligine girdi. Dünyanın 16. büyük ülkesi konumuna geldi.
Belki 2012'deki büyümemiz istediğimiz şekilde olmadı. Ama sonuçta ivmemiz hep yukarıda kaldı. Siyasi istikrarın ekonomik istikrar üzerindeki etkisinin ne denli büyük olduğunu biz değil rakamlar bize söylüyor. Nitekim, Salı günü TÜİK Türkiye'nin 2013 ilk çeyrek büyüme rakamını açıkladı. Türkiye ilk çeyrekte yüzde 3 büyüdü. Önceki iki çeyrekte büyüme hızının sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 1,4 olduğu göz önüne alındığında ekonomide bir canlanma olduğu açıkça gözükmektedir. Avrupa Birliği'nin yüzde 1,1 küçüldüğü, birçok ülkenin daralma yaşadığı bir ortamda bizim yüzde 3 büyümemiz elbette gurur vericidir. Ama biz büyüme potansiyelimizin bunun çok üzerinde olduğuna inanıyoruz. Ancak dünya ekonomisinin fazlasıyla hassas bir dönemde olduğu dikkate alınırsa, ülkemizde atılan her adımın, yaşanan her olayın önemi ortaya çıkar."
Çağlar Gezi Parkı olayları kapsamında yaşananlardan dolayı duydukları üzüntüyü paylaşarak , "Ortaya çıkan bu tür krizlerden, önce ekonomimiz olmak üzere tüm ülkemiz etkilenir. Ekonomi sadece rakamlarla belirlenen bir alan değildir, duygusal boyutu vardır. Böyle dönemlerde üzerimize düşen soğukkanlı ve sağduyulu olmaktır. Gösterilerin gerçekleştiği yerlerin yakın çevrelerindeki esnafımız bu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Gezi Parkı çevresindeki esnaflarımızı ziyaretimde gözlediğim, yaşadıkları sıkıntılara rağmen son derece sağduyulu hareket etmektedirler. Çünkü ülkemizin esnafın cebine girecek, kasasına konacak paradan önce ülkesinin bekasını düşünür" ifadelerini kullandı.

- Yeni yönetim anlayışı

İTO'da başlayan yeni döneme dikkati çeken Çağlar, yeni yönetim anlayışlarını şu şekilde özetledi:
"Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarımla birlikte benim yönetim anlayışım, deneyim ve birikimine güvendiğim sizlerin de desteğiyle koordinatörlük yapmak, çözüm bekleyen durumlarda çözüm üretme süreçlerini devreye sokmak, şikayet etmek yerine sorunları gidermek için ilgili tüm kişi ve kuruluşları harekete geçirmektir. Yaptığımız her işin ve gerçekleştirdiğimiz her projenin, bu şehirde ve bu ülkede 'İstanbul Ticaret Odası' denildiğinde, 'güvenilir, çözüm üreten, iyi niyetli, etkili' kelimeleriyle bilinen bir kurum için yapılacak olmasıdır. Bir kurumun başarıya ulaşabilmesinin olmazsa olmazı aidiyet duygusu ve takım ruhudur. İnsanın en büyük buluşu ateş, tekerlek ya da başka bir şey değildir, birlikte çalışmayı başarmaktır. Sizlerden isteğim, sorunu söylerken beraberinde çözüm önerilerini de getirmeniz. Ancak bu şekilde yapıcı oluruz ve sorunlar karşısında ivedilikle bir adım atabiliriz. Ben taşın altına elini değil, kendisini koyan bir Meclis istiyorum ve bu konuda size de güveniyorum. 4 yıl sonra hem dünyadaki hem de ülkemizdeki etki alanı daha geniş, etki gücü daha yüksek bir ticaret odası olacağız."
İbrahim Çağlar, Yönetim Kurulu Başkan Vekili Dursun Topçu'nun Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği'nde başkan yardımcılığı görevini üstlendiği bilgisini paylaşarak konuşmasına şöyle devam etti:
"Meclis gündemimizde de yer alacak bazı maddelere değinmek istiyorum. Hissedarı bulunduğumuz kuruluşlardan, İDTM AŞ, Teknopark İstanbul AŞ, Formula Yatırım AŞ, UMAT Mağazalar ve UMAT Gümrük ve Turizm İşletmeleri AŞ'nin boşalan yönetim kurulu ve mütevelli heyetliklerine de meclis üyelerinden odayı temsilen görevlendirmeler yapıldı. Şunun altını çizmek istiyorum. Yapılan görevlendirmeler aciliyeti olan görevlendirmeler idi, şu an görev almayan arkadaşlarımızla ilgili değerlendirmeler yapılıyor ve yeni görevlendirmelere devam edeceğiz. Yine bugün, gündemimizde yer alan Hesapları İnceleme Komisyonu oluşturulması ve Kandilli'de yer alan Odamız Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı Genel Kurulu için 50 delegenin seçimi yapılacak."
İbrahim Çağlar konuşmasının sonunda, İTO'nun 6 aylık periyotlarda gerçekleştirdiği çalışma toplantısının da Eylül ayında Kıbrıs'ta yapılacağını da sözlerine ekledi.
 

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER