ÖNE ÇIKANLAR :
EKONOMİTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 20 Ekim 2014 Pazartesi 18:01

Enerji ile değişen Afrika

Enerji ile değişen Afrika

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, enerjinin Afrika'nın geri kalmış ekonomi olma gerçekliğini tamamıyla değiştirebileceğini belirtti.


Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, enerjinin Afrika'nın geri kalmış ekonomi olma gerçekliğini tamamıyla değiştirebileceğini belirterek, "Büyüme potansiyeli son derece yüksek bu kıtada Türkiye de dahil gelişmekte olan ülkeler için çok büyük yatırım imkanları var" dedi.

IEA tarafından hazırlanan "Dünya Enerji Görünümü 2014-Afrika Özel Raporu"nun Türkiye tanıtımı, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ve APCO Worldwide tarafından düzenlenen toplantıda gerçekleştirildi.

Fatih Birol, toplantıda yaptığı konuşmada, Afrika'nın özellikle enerji açısından varlık içinde yokluk çektiğini vurgulayarak, büyüme potansiyeli son derece yüksek bu kıtada Türkiye de dahil gelişmekte olan ülkeler için çok büyük yatırım imkanları bulunduğunu söyledi. Şu anda Afrika'da enerji alanındaki en büyük yatırımcının büyük bir farkla Çin olduğuna işaret eden Birol, geçen 10 yılda Afrika'nın Asya'dan sonra en hızlı büyüyen ikinci kıta olduğuna değindi.

Birol, gelecek yıllarda çok fazla büyüme potansiyeline rağmen Afrika'da 400 milyon insanın açlık sınırının altında yaşadığına dikkati çekerek, Afrika'nın kalkınmasının ancak enerjinin gerçekten hayatın bir parçası haline gelmesiyle mümkün olabileceğini dile getirdi. Dünya nüfusunun yüzde 13'ünün bu bölgede yaşamasına rağmen dünya enerjisinin sadece yüzde 4'ünün Afrika'da kullanıldığını aktaran Birol, bu yüzde 4'ün de yarısının biyokütle denilen çoğunluğu odun, tezek ve tarımsal artıklardan oluşan yakıttan geldiğini ifade etti.

Birol, Afrika'da enerjiyle ilgili sorunların en önemlisinin elektriğe erişim olduğunu belirterek, "Ayrıca mevcut elektrik sisteminde çok fazla kesinti var. Afrika aslında enerji açısından dünyanın en zengin yerlerinden biri. Petrol, doğalgaz, kömür ve yenilenebilir enerji kaynakları var. Ama buna rağmen enerji konusunda büyük bir yokluk çekiyor. Burada enerji yatırımları olmadığı için var olan enerji kaynakları insanlara ulaşmıyor" diye konuştu.

Birol, Afrika'daki bazı ülkelerin enerji alanında ciddi adımlar attıklarını anlattı. Şu anda Afrika'ya yapılan enerji yatırımlarının üçte ikisinin, Afrika'nın enerjisini başka ülkelere ihraç etmek için yapılan enerji yatırımları olduğunu dile getiren Birol, "Üçte birlik kısım da Afrikalıların enerjiye ulaşımlarını sağlamak için yapılan enerji yatırımları" bilgisini verdi.

Yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi

Birol, dünyada son 5 yılda keşfedilen petrol ve doğalgaz yataklarının yüzde 30'unun Sahraaltı Afrika'da bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Yenilenebilir enerji kaynakları da önemli. Özellikle orta Afrika'da hidroelektrikte büyük bir potansiyel var. Şu anda toplam hidroelektrik potansiyelinin ancak yüzde 10'u kullanılıyor. Hemen her ülkede ama özellikle Güney Afrika ve çevresinde ciddi rüzgar enerjisi potansiyeli var. En önemlisi de güneş enerjisi, başka hiçbir kıta yok ki yılda ortalama 320 gün ciddi güneş radyasyonu alsın.

Bu potansiyele rağmen elektriğe ulaşım meselesi yürek parçalayan bir durumda. Şu anda Sahraaltı Afrika ülkelerinin sadece 4 ya da 5'inin vatandaşlarının yüzde 50'sinden fazlasının elektriğe ulaşımı var. Geri kalan 40'ın üzerindeki ülkede nüfusun yüzde 50'sinin altındaki vatandaş elektriğe ulaşabiliyor. Toplamda 900 küsur milyonluk bölgede 620 milyon kişinin elektriğe ulaşımı yok."

Birol, bu önemli sorunun hayatın her alanını etkilediğini, ebola krizinde ya da başka bir hastalıkta ihtiyaç duyulan kliniklerin çoğunda elektrik bulunmadığını belirterek, özellikle elektrik enerjisinin kullanılamamasının Afrika'yı felç ettiğini anlattı. Afrika'nın büyük bir petrol üreticisi olduğunu ama aynı zamanda gelecekte giderek büyüyen bir petrol tüketicisi haline geleceğini ifade eden Birol, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Kömür de büyüyecek. Ama esas büyümeyi yenilenebilir enerjiden bekliyoruz. Gazda da yeni gaz keşifleriyle önemli büyüme bekliyoruz. Ama büyük bir kısım büyüme biyokütleden gelecek. Bu ciddi bir sorun. Odun, tezek gibi biyokütle yakıtlar genellikle yemek yapmak için kullanılıyor. Ama bunlar ciddi kirliliğe, dumana yol açıyor. Solunum hastalıkları, Afrika'daki erken ölümlerin AIDS'ten sonra en önemli ikinci tetikleyicisi. Özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere her sene 600 bin kişi Afrika'da biyokütlenin evlerde yemek yapılması için kullanılmasıyla çıkan duman sebebiyle hastalanıp hayatını kaybediyor."

"Yenilenebilir enerji, yatırımcılara yeni opsiyonlar sağlayacak"

Birol, Afrika'da petrolün elektrik üretimindeki payının yüzde 17 gibi yüksek bir seviyede bulunduğuna dikkati çekerek, petrolden elektrik üretmenin en az ekonomik yöntem olduğunu dile getirdi. Bu kıtada kayıp kaçak oranlarının da yüzde 18 civarında bulunduğunu aktaran Birol, şu anda Sahraaltı Afrika'da ortalama elektrik fiyatlarının Fransa'dan daha pahalı, Çin'in iki misli, Hindistan'ın 2,5 misli olduğu bilgisini paylaştı.

Birol, Afrika'da yenilenebilir enerjinin birçoğunun ufak şebekelerde olacağını düşündüklerini, bunun da yatırımcılara yeni opsiyonlar sağlayacağını kaydetti. Son 10 yılda Sahraaltı Afrika'ya yapılan enerji yatırımlarının yıllık ortalamasının 6 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini anlatan Birol, "Ama önümüzdeki 3 yıl içinde finansı sağlanmış yatırımlara bakıldığında bu 6 milyar dolar, 25 milyar dolara çıkıyor. Yine de istenen rakamların altında. Biz bunun daha da artacağını düşünüyoruz. Çünkü hem bazı hükümetler önemli yapısal reformlar yaptı hem de bir çok şirket orada ciddi kar ettiklerinin farkına vardı" diye konuştu.

Birol, enerjinin Afrika'nın geri kalmış ekonomi olma gerçekliğini tamamıyla değiştirebileceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu kıtada enerji yönetimin mümkün olduğu kadar şeffaflaşması, yatırımların çekilmesinde temel nokta. Bu konuda da güzel işaretler görüyoruz. Ayrıca hem enerji hem de insani bir sorun olan biyokütle sorununun çözülmesi önemli. Afrika'nın petrolde ciddi bir üretici olarak kalacağını, doğalgazda da özellikle 2020'lere gelirken yeni bir aktör olarak piyasaya çıkacağını düşünüyoruz. Eğer enerji konuları halledilirse özellikle elektrik konusunda, petrol ve doğalgaz üretimi ve ihracatı konusunda yatırımlar ciddi seviyelere gelirse 21. yüzyılın Afrika yüzyılı olmaması için hiçbir neden görmüyoruz."

 

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER