ÖNE ÇIKANLAR :
EKONOMİTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 02 Ocak 2014 Perşembe 13:53

Başbakan Yardımcısı Babacan:


Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, son dönemde kurda, hisse senedi fiyatlarında ve faizde yaşanan hareketlerin kalıcı olmadığına inandıklarını belirterek, "Asla hiç kimsenin, hiçbir grubun bu istikrara zarar vermesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Babacan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) Rixos Otel'de düzenlenen Genişletilmiş Başkanlar Toplantısında, "Küresel Ekonomideki Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisi" konulu bir sunum yaptıktan sonra son dönemde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
17 Aralık itibariyle yaşanılan sürecin ekonomiye etkisine değinen Babacan, yasaklarla, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadeleye çok önem verdiklerini, bunu yapmasalardı 230 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkan bir milli gelire ulaşmalarının mümkün olmayacağını söyledi.
Artık gelir dağılımının düzeldiği ve yoksulluğun azaldığı bir Türkiye'nin ortaya çıktığını ifade eden Babacan, bütün çalışmalarında şeffaflık ve hesap verebilirliğin temel ilkeleri olduğunu belirtti. Güveni her zaman ön plana koyduklarını vurgulayan Babacan, özellikle yolsuzlukla mücadelede tavizsiz bir çizgi izlediklerini bunu da aynen önümüzdeki dönemde devam ettireceklerini kaydetti.
Hiçbir yolsuz üzerini örtmeyeceklerini anlatan Babacan, "Hiçbir yolsuzluğa da müsamaha göstermeyeceğiz. Uluslararası Şeffaflık Örgütünün yolsuzluk algısı ile yaptığı çalışmalar var. 2002 yılında Türkiye bu alanda 102 ülke arasında 65. sırada. En son 2012'de araştırmada 177 ülke arasında Türkiye 53. sırada. Yani artık en iyi 3'te 1'lik ülke grubu içine girmişiz ama hedef çok daha iyi bir noktaya gidebilmek" dedi.
- "Yaşanılan gelişmeler son derece düşündürücü"
Son 2-3 haftadır yaşanılan gelişmelerin son derece düşündürücü olduğunu ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
"Zamanlaması açısından baktığımızda, yöntemi ve içeriği itibariyle baktığımızda burada bir siyaset mühendisliği çabasını da maalesef görüyoruz. Hele hele ikinci dalgaya ve isimlere baktığınızda, konulara baktığınızda burada hedef her ne kadar hükümet olarak görülse de aslında piyasa sonuçlarına baktığımız zaman aslında hedefin tüm Türkiye. piyasalar, hedefin bir bakıma milletimizin kendisi olduğunu da görüyoruz. Biz hiçbir zaman yolsuzlukların üzerini örtmeyiz. Hatası olan mutlaka yargı karşısında en geç hesabını verir. Ama öte yandan Türkiye üzerinde de oyunlara izin vermememiz gerekir. Hele hele yargı içinde, emniyet içerisinde farklı yapılanmalarla bu işler gerçekleşiyorsa o noktada da çok çok dikkatli olmak zorundayız. İstikrar ve güven ortamı Türkiye'de kolay oluşmadı. Biz istikrar ve güven ortamını adeta bina inşa eder gibi tuğla tuğla, harcıyla demiriyle çimentosuyla inşa ettik. Bu güven ve istikrar ortamının elimizden alınmasına asla izin vermeyeceğiz, özel ve reel sektörümüzün de bu istikrar ortamının kolayca hedeflenmesine asla izin vermemesi gerektiğini düşünüyorum."
Türkiye'nin temellerinin zaten sağlam olduğunun altını çizen Babacan, "Ama nedir Türkiye'nin siyasi riskiyle ilgili bir algı söz konusu olabilir, siyasi risk primiyle ilgili bir artış söz konusu olabilir ama bunun da şöyle bir sonuçlarına bakacak olursak tablonun göründüğü kadar sıkıntılı olmadığını da ifade etmek istiyorum" dedi.
Bütün bu olayların gündemde olmadığı 13 Aralık cuma akşamındaki verilere değinen Babacan, şöyle devam etti:
"Halka açık şirketlerimizin toplam değeri 270,9 milyar dolar. 27 Aralık akşamına bakıyoruz bu değer 221,5 milyar dolar olmuş. Yani 49 milyar dolarlık bir değer kaybı söz konusu. Değer kaybı var ama uluslararası yabancı yatırımcılar aynı dönemde sadece 238 milyon dolarlık bir hisse senedi satmış. Yani 238 milyon dolarlık bir net çıkış var borsadan. Ama sadece 30 ve 31 Aralıkta tekrar 133 milyon dolarlık bir giriş olmuş, yani çıkanın yarıdan fazlası 2 günde tekrar girmiş. Yani biraz olaylar yatışınca biraz ortalık sakinleşince hemen tablo düzelmeye başlamış. Türkiye siyasi istikrar açısından çizgisini koruduktan sonra ekonomimizin temellerinde problem yok demektir. Onun için siyasi istikrara hep beraber sahip çıkacağız.'
- Döviz piyasasından yabancıların çıkışı
Bu dönemde döviz piyasalarından yabancıların çıkışının 764 milyon dolar olduğunu anlatan Babacan, ama pazartesi ve salı 427 milyon doların yeniden Türkiye'ye girdiğini söyledi.
Dolayısıyla ne kurda, ne hisse senedi fiyatlarında ne de faizde bu hareketlerin düşük işlem hacmiyle oluşan hareketler olduğu için kalıcı olmadığına inandıklarını ifade eden Babacan, "İnşallah birkaç gün, birkaç hafta, şöyle birazcık ortalık yatıştıktan sonra, yargı gerçek yargı gibi hareket ettikten sonra, emniyet gerçekten vazifesini yaptıktan sonra, her bir birimimiz kendi emir komuta zinciri içerisinde ama güçler ayrımı ilkesine de bağlı olarak çalıştıktan sonra, inşallah bunlar çok hızlı bir şekilde toparlanır. Biz de kuşkusuz devlet sisteminin problemsiz bir şekilde çalışması için her şeyi yapacağız. Asla asla hiç kimsenin, hiçbir grubun bu istikrara zarar vermesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Son dönemde kamu bankalarının da gündeme geldiğini anımsatan Babacan, 2002'den bu yana bu bankaların 31,5 milyar liralık nakit, temettü ve vergi ödediğini bildirdi.
Kamu bankaların BDDK, Başbakanlık Teftiş Kurumu ve Sayıştayın denetiminde olduğuna dikkati çeken Babacan, en ufak bir şikayetin ilgili birimlere iletildiğini söyledi.
- Halk Bankasının takipteki alacak oranı
Halk Bankasının 2002'de takipte olan alacaklarının toplam alacaklara oranının yüzde 48,8 olduğunu ifade eden Babacan, "En son geldiğimiz noktada Halk Bankasının takipte olan alacağı sadece yüzde 2,6. Bankacılık sektör ortalamamız yüzde 2,8. Yani sektör ortalamasından daha iyi. Bütün bunlar yönetim konusunda, yönetimin dirayeti konusunda bize önemli ipuçları veriyor" şeklinde konuştu.
Halk Bankasının en önemli özelliklerinden birinin de İran ile iş yapabilen tek banka olması olduğunu belirten Babacan, İran ile iş yapılabilmesi için uluslararası kurallara uygun çalışılması, İran'ın ve ABD'nin güveninin kazanılması gerektiğini bildirdi. Halk Bankasının her iki tarafın güvenini kazandığını vurgulayan Babacan, "Dolayısıyla biz Halk Bankasının önümüzdeki dönemde performansıyla ilgili son derece olumluyuz. Maalesef genel müdür üzerinden tüm bankanın yıpratılmasına yönelik bir çaba oldu. Ama önümüzdeki dönemde bu algı ve tablo hızla değişecektir ve gerçekler su yüzüne çıkacaktır" dedi.
(Sürecek)
 

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER