Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türk-Japon diplomatik ilişkilerinin 90. yıl dönümü kapsamında düzenlenen İş Forumu’nda konuştu. Babacan, Japonya ile ekonomik ortaklık ve gümrük iş birliği konusunda yeni anlaşmalar üzerinde çalışıldığını söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Türk - Japon diplomatik ilişkilerinin 90. yıl dönümü kapsamında düzenlenen İş Forumu’nda konuştu. Babacan, Japonya’da Japon iş dünyası temsilcilerine hitap ettiğini, yaklaşık 700-800 kişilik bir salonun dolu olmasına rağmen, programı dışarıda da takip eden 200 kişinin bulunduğunu belirterek "Japon iş dünyasının Türkiye’ye olan ilgisinin ne kadar yoğun olabileceğini o zaman bizzat müşahede ettim. O gün, Nikkei Grubu Başkanı ile yemekte buluştuk ve kendilerinin Türkiye’de bir ofisinin olmadığını anımsattım. Kendisi Türkiye’yi, Türkiye’nin bulunduğu coğrafyadaki farklı bir ülkeden takip ettiklerini söyledi. Bunun üzerine bölge değişti, Türkiye’nin bölgede merkezi bir rolü var ve bütün dünya bizim coğrafyamızı Türkiye’den izliyor dedim ve bu konuşmanın üzerinden 2 ay geçmesinden sonra İstanbul’da bir Nikkei ofisi açıldı. O günden bu yana Türkiye Japonya arasındaki trafik hızlandı. İki önemli finans kuruluşu Türkiye’de faaliyet göstermeye başladı" dedi.
Babacan Japon firmalarının Türkiye’de üretim yaptığını ve bir çok proje ile ilgilendiklerini belirterek "Türkiye’de Japon firmalarının faaliyetleri finanstan ibaret değil çok sayıda Türkiye’ye bizzat yatırım yapmış durumda burada üretim yapıyorlar ama aynı zamanda bizim büyük alt yapı projelerimize de büyük ilgili var Japon şirketlerinden. Belli başlı projelerimizden Marmaray olsun İzmit Köprü geçişi projesi olsun Sinop’taki yeni nükleer santralimiz olsun gerçekten bunlar önemli projeler. Zamanında tamamlanmış olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü artık uzun bir süredir hizmette olduğu için saymıyorum. Japon Başbakanı sayın Abe geçen yıl Marmaray’ın açılışı sırasında buradaydı, bizlerle beraberdi, Türkiye’de idi. Son bir yıl içinde iki defa Türkiye ziyareti oldu sayın Abe’nin ikinci ziyaretinde de malum nükleer enerji santralinin anlaşmasıyla ilgili detayları tamamlamış olduk" dedi.
Van depremi ve Japonya’daki büyük doğu depreminde iki ülkenin birbirlerine destek olduklarını hatırlatan Babacan, "Japonya ziyaretimde 2011 yılında deprem bölgesine de gittim. Van depremi ile Japonya’daki büyük doğu depremi aynı tarihlerde gerçekleşti. Türkiye’de bir deprem yaşandığında ilk gelen kurtarma ekiplerinden biri Japonya’dan gelen ekipler oldu, aynı şekilde Japonya’da deprem meydana geldiğinde de ilk giden kurtarma ekiplerinden biri Türkiye’den giden ekipler oldu ve bizim ekibimiz alandan son ayrılan ekiplerden oldu. Van’daki kurtarma çalışmaları sırasında bir Japon vatandaşı artıçı depremlerde maalesef hayatını kaybetti. Tokyo’da kendisinin cenaze törenine katıldım ailesiyle tanışma ve bizzat taziyelerimi iletme imkanı buldum" ifadelerini kullandı.
G20 ile ilgili açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Babacan, "G20 ülkeleri yaklaşık bin kadar reform taahhüdünde bulundu. Finansal düzenleme başta olmak üzere pek çok konuda pek çok ülke taahhütlere girdi artık bunların iradeli bir şekilde kararlı bir şekilde uygulamanın vaktinin geldiğini düşünüyoruz. Bu on dokuz ülke artı Avrupa Birliği verilen sözleri tutarsa yani her ülke kendi ilan ettiği reform gündemini gerçekleştirirse dünya ekonomisinin önümüzdeki beş yılda yüzde 2 oranında daha fazla büyüyeceğini hesap ediyor OECD ve IMF. Ki yapısal reformlar artık G20 ülkeleri için ertelemeyecek bir noktaya geldi. Bunları biz açık, şeffaf ve izlenebilir bir mekanizmayla gündeme getirmek istiyoruz. Reformlar konusunda yerine getir, uygula yada uygulayamıyorsun izah et şeklinde takipçisi olacağız" dedi.
Japonya ile ekonomik ortaklık ve gümrük iş birliği konusunda yeni anlaşmalar üzerinde çalıştıkları bilgisini veren Babacan, Japonya ile AB arasında bir serbest ticaret anlaşması müzakeresi bulunduğunu ve Gümrük Birliği’ne üye olan bir ülke olarak bu anlaşmanın dışında kalmak istemediklerini kaydetti. Türkiye’nin de Japonya ile bir serbest ticaret anlaşması yapmak istediğini vurgulayarak, üzerinde çalıştıkları ekonomik ortaklık anlaşmasının, serbest ticaret anlaşmasının bir hazırlığı olduğunu belirtti.
Babacan son olarak şunları söyledi: "Nüfusumuz büyüyor, genç ama ancak bu nüfusu daha iyi eğitirsek biz ileride gelişmiş bir ekonomi olabileceğiz, fert fert daha yüksek katma değer üreterek gelişmiş ülkeler ligine girebileceğiz. Bunun farkındayız bu zor bir alan. Öncelikle zorunlu eğitim süresini arttırarak başladık, müfredat değiştirdik şimdi de öğretmen stratejisi üzerinde çalışıyoruz. Eğitim temeli öğretmen hangi ülkeyi ele alırsanız alın öğretmenleri iyi seçen ülkeler başarılı oluyor.
Gerçek anlamda bir hukuk devleti olmak demokraside de ekonomide de başarının temelinde. Yargı ile ilgili maalesef sıkıntılı dönemler geçirdik. Burada mutlaka evrensel hukuk standartlarını baz alan bağımsız ama bağımsız olduğu kadar tarafsız çalışabilen bir yargı sistemine ihtiyacımız var. Hızlı ve verimli çalışan, isabetli ve tutarlı karar alan, güven oluşturan bir yargı sistemine şiddetle ihtiyacımız var. Bunun için önümüzdeki bir kaç yıl bu konu yine özel eğileceğimiz konulardan bir tanesi olacak ve Türkiye’yi gerçek anlamda bir hukuk devleti yapabilmek için yoğun bir şekilde çaba göstermeye devam edeceğiz"
