Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı Prof.Dr. Selahattin Bekmez, ABD'den "güvercin" tarzı ekonomik politikalar yerine daha "şahin" politikalar beklemenin doğru olacağını söyledi.
Bekmez, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) 2008 yılından beri sürdürdüğü varlık alımlarını, istihdam ve konut piyasalarındaki nispi iyileşme, işsizlik ve işe alım oranlarındaki düzelmeler nedeniyle sonlandırdığını belirtti.
Fed'in açıklamalarının iyi okunması gerektiğini ifade eden Bekmez, "ABD'den güvercin tarzı ekonomik politikalar yerine daha şahin politikalar beklememiz doğru olacaktır. Belki bir dönem agresif politikalar biraz ötelenecek ve 'bekle-gör stratejisi' izlenebilir. Güvercin ve şahin karışımı politikanın en azından 2015 ortalarına kadar devam edeceğini değerlendiriyorum" diye konuştu.
Bekmez, ABD'nin, ekonomik verilerde yeterli ve daha tatmin edici gelişme gözlemlediği takdirde faiz artırım kararı alacağını savundu.
Faiz artırım kararı alınmadığı sürece, şahin politikalar uygulanma ihtimalinin devam edeceğini aktaran Bekmez, "Sebep ne olursa olsun varlık alımlarının sonlandırılmasını 'felaket senaryosu' olarak sunmaya çalışanlar ekonomideki dinamikleri iyi yorumlayamıyor" şeklinde konuştu
TÜRKİYE'NİN TUTUMU
Avro bölgesinin deflasyonist bir süreçten geçtiğini anımsatan Bekmez, bu sürecin atlatılması için parasal genişleme de dahil geleneksel ve geleneksel olmayan genişletici politika uygulama seçeneklerine kapıların iyice aralanmasının Türkiye açısından çok önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin bu süreçte Avrupa Merkez Bankası'nın politika değişikliği üzerine odaklanmasını öneren Bekmez, şöyle konuştu:
"Zira Türkiye dış ticaretinin yüzde 40'dan fazlasını Avrupa ile gerçekleştiriliyor. Benzer şekilde Türkiye'ye gelen doğrudan yatırımlar konusunda da Avrupa ilk sıralarda yer alıyor. Avrupa Merkez Bankası tarafından sağlanacak toplam değeri 1 trilyon avroyu aşacağı tahmin edilen ucuz ve bol likidite artışı genellikle Türkiye gibi getirisi bol olan ülkelere akacaktır. Bu durum, Türkiye'nin enflasyonist etkiyi azaltmak için faizlerin yüksek tutulması zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır. Faizlerdeki aşağı yönlü hareketler yaşanması da doğal olarak Avrupa kaynaklı doğrudan yatırımları artıracak ve büyüme oranından ciddi artışlara neden olabilecektir."
