ÖNE ÇIKANLAR :
EĞİTİMTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 17 Mart 2013 Pazar 15:19

Memati'yi özlediğinizi hissedeceğiniz film

Mematiyi özlediğinizi hissedeceğiniz film

Çanakkale Yolun Sonu filmi vizyona girdi. Gürkan Uygun performansıyla göz doldururken, savaş sahnelerinin profesyonelliği dikkat çekiyor...


Ömer ÇAMOĞLU-YAZETE.COM

Çanakkale şehitliğine gitmişliğiniz, gidip de o büyük savaşın yaşandığı alanı birebir görmüşlüğünüz, rehberlerin ağzından destansı kahramanlıkları dinlemişliğiniz vardır. Yoksa da, olmalı. 

Kağıdın çakmakla birkaç köşesinden tutuşturulması gibi, Osmanlı'nın da birkaç köşesinden alev almaya başladığı o yıllarda alevin en şiddetli ve en yakıcı olduğu köşeydi Çanakkale. Filmini yapmak ya da yapmaya kalkışmak bile büyük cesaret ve emek isterdi. Şimdiye kadar yapılan filmler de çok başarılı olamadı zaten. 

Ancak, Çanakkale Yolun Sonu filmini öncekilerle karıştırmamak ve kıyaslamamak gerekiyor. Zira oldukça tatmin edici bir film.  Gürkan Uygun'un harika performansı, akıcı senaryo, görseller, efektler, aksiyon sahneleri vs... Şöyle özetleyelim; film çok çabuk bitiyor. Aslında film kısa değil, ama çabuk bitiyor...

VURUCU SAHNELER

Filmin başında, Osmanlı'da bir köyde, ulağın önce asker mektuplarını dağıttığı, ardından da şehitlik mertebesine ulaşanların listesini açıkladığı sahne oldukça etkileyici.

Yine, Osmanlı askeri “Yorgo oğlu Kostas”ın silah arkadaşına; "ölürsem beni Türklerle birlikte defnedin, gayr-i müslimim diye ayırmayın" sözünün yer aldığı sahne,  filmin az sözle çok iş yaptığı sahnelerinden biriydi. 

Filmin final sahnesinde, Muhsin Onbaşı'nın (Gürkan Uygun) söylediği; "Çanakkale yolun sonu, size daha ötesi yok" sözü de seyircinin kalbini fetheden anektodlar arasında sayılabilir. 

KOSTÜMLER BÜYÜK SORUN

Askerliğini yapmış olanlar bilirler. "Kamuflaj" denilen asker kostümleri, düzenli olarak yıkandığı halde, erlerin üzerinde bir haftada öyle bir hale gelir ki, sanırsınız harpten çıkmış. 

Filmde ilk sahnelerden itibaren iştah kaçıran unsur da kostümler. Filmin başında gıcır gıcır, ütülü, tertemiz olan kamuflajlar, filmin sonunda da yine "omo" reklamından yeni çıkmış gibi. Kaldı ki, düşmana sıkmaya mermi bulamayan bir ordunun, hele de seferberlik zamanında yeni gelen her askere yeni kamuflaj verebilmesi de çok gerçekçi görünmüyor. 

Aynı şekilde, hemşirelerin üzerindeki kıyafetler, filmin başından sonuna kadar bembeyaz, tertemiz, ütülü görünüyor.

ETKİLEYİCİ BİR NAMAZ SAHNESİ OLABİLİRDİ

Çanakkale Şehitliği'nde rehberlerin anlattığı en etkileyici hatıralardan biri de cephede cemaatle namazdı. Ön safta bir grup asker çatışırken, siper gerisinde diğer bir grup asker cemaatle namaz kılarmış. Sonra gruplar yer değiştirir, çatışanlar namaza durur, namazını bitirenler de savaşa devam ederlermiş. 

Çanakkale Yolun Sonu filminde de böyle bir namaz sahnesi görmeyi bekledik açıkçası. İki saniyelik cemaatle namaz görüntüsü geçti bir ara. Ancak o kısacık sahne tatmin edici değildi. Geniş kadrajdan, o savaşan askerlerin arkasında rükuya-secdeye giden, tekbir getiren askerler... Çok etkileyici olmaz mıydı? Korku-güven, yaşam-ölüm, çatışma-sükunet ve ölesiye inanç böyle bir sahnede harika bir üslupla anlatılmış olmaz mıydı?..

Bu arada, bir sahnede "kahpe felek" ifadesiyle başlayan isyankar bir türkü yerine, Çanakkale ruhuna daha uygun bir müzik seçimi yapılabilirdi. 

MEMATİ'Yİ ÖZLEDİĞİNİZİ HİSSEDİYORSUNUZ

Film aslında Çanakkale Savaşı'ndan ziyade, savaş içindeki bir kahramanlık hikayesini anlatıyor. Filmde bir taraftan, geniş planda savaşın dehşetine tanık olurken, diğer taraftan dar planda küçücük aile dramlarının azametini görüyorsunuz. 

Duruşuyla, şivesiyle ve kostümüyle Memati kisvesinden kolayca çıktığı görülen Gürkan Uygun'u izlerken ise Memati'yi özlediğinizi hissediyorsunuz. Zira ne değişirse değişsin, o bakışlar hiç değişmiyor. 

Attığını vuran, gözü kara, yaman bir vatan evladı Muhsin Onbaşı'yı canlandıran Gürkan Uygun diziye kıyasla filmde daha yufka yürekli görünüyor. Öyle ki, düşman askerini vururken bile Allah'tan af dilemeyi ihmal etmiyor. Tetiğe her dokunuşunda tövbe ediyor. 

Arkadaşı Muhsin Onbaşı'ya soruyor: "Savaşta düşman askeri öldürmek günah değildir. Neden tövbe ediyorsun?" Muhsin Onbaşı cevap veriyor: "Öldürdüğüm asker için değil, geride bıraktığı gözü yaşlılar için tövbe ediyorum..."

Keyif alarak izleyeceğiniz, verdiğiniz paraya değeceğine inandığım Çanakkale Yolun Sonu filmini izlemenizi acizane tavsiye ediyorum. 

https://twitter.com/omeryazete

ÇANAKKALE YOLUN SONU FİLMİ HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİNİZİ AŞAĞIDAKİ YORUM KUTUSUNA YAZABİLİRSİNİZ...

KAYNAK:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER