ÖNE ÇIKANLAR :
DÜNYATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 14 Ağustos 2020 Cuma 12:36

Yunanistan, Türk azınlığa ayrımcı politikalar dayatmayı sürdürüyor

Yunanistan, Türk azınlığa ayrımcı politikalar dayatmayı sürdürüyor

Avrupa Birliği üyesi Yunanistan, Türk azınlığın etnik kimliğini tanımıyor, din işlerine müdahale ediyor ve eğitim imkanlarını kısıtlıyor Türk azınlığa kendi atadığı müftüleri dayatan Yunan yönetimi, anaokullarında azınlığın ana dil öğrenimine de müsaade etmiyor Batı Trakya ve Oniki Adalar'da yaşayan on binlerce Türk'ün Yunan vatandaşlığı hakkını elinden alan Atina yönetimi, bu hakkı iade etmekten de kaçınıyor 25 yıl önce Türk azınlığa ait 231 ilkokulun bulunduğu ülkede şu anda bu sayı yarıya


Yunanistan'daki Türk azınlık, onlarca yıldır eğitim, din ve etnik kimliğinin tanınmasına ilişkin sorunlar nedeniyle mağdur ediliyor ancak Atina yönetimi, ülkesindeki Türk azınlığın sorunlarını çözmek yerine sistematik ayrımcılık politikasını dayatmayı sürdürüyor.

Ülkede, çoğunluğu Batı Trakya'da olmak üzere yaklaşık 150 bin Türk yaşıyor.

"Demokrasinin ana vatanı" olmakla gurur duyan Yunanistan, Türk azınlığın kendi kimliklerini korumaya yönelik taleplerine onlarca yıldır kulak tıkarken, yetersiz siyasi temsil, basın özgürlüğü ve eğitimin yanı sıra din üzerindeki baskılarının dozunu da sürekli artırıyor.

Bölgedeki Türklerin karşılaştığı en büyük sorunun Yunanistan’ın kabullenmediği “etnik kimlik” meselesi olduğu görülüyor.

Özellikle Batı Trakyalılar için "Türk azınlık" yerine "Müslüman azınlık" ifadesini kullanan ülkedeki üst düzey yetkililer, bu grubun gerçek kimliğini yıllardır görmezden gelmeyi sürdürüyor.

Yunanistan bu tanımlama için Lozan Antlaşması'nda geçen “Yunanistan’daki Müslüman azınlık” ifadesini kaynak gösteriyor.

Hakları 1923 Lozan Antlaşması kapsamında teminat altında tutulan Batı Trakya Türkleri, Türkiye’nin 1974’te Kıbrıs’a düzenlendiği Barış Harekatı'ndan sonra Atina yönetimlerince yapılan hak ihlalleri ile karşı karşıya kalıyor.

Türk azınlığın vatandaşlık hakları, 1990’larda kademeli olarak iyileştirilmiş olsa da cemiyet haklarına ilişkin problemler artarak devam ediyor.

- Din işlerine müdahale

Türk azınlığın diğer bir probleminin de Yunan devletinin azınlığın din meselelerine müdahale etmesi olduğu biliniyor.

Yunanistan’daki Müslümanların müftü seçimleri, Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında 1913’te imzalanan ve 1920’de Yunanistan iç hukukuna dahil edilen Atina Antlaşması kapsamında yer alıyor.

İç hukuka dahil edilen yasayı Yunanistan 1991’de feshederek müftüleri kendisi atamaya başladı.

Batı Trakya’daki Müslümanlar ise "atanmış müftüleri" tanımıyor, kendi müftülerini kendisi seçiyor ancak bu müftüler de Yunan tarafınca tanınmıyor.

Yunanistan’ın atadığı müftülerin, Müslümanlar üzerinde miras ve aile gibi konularda karar verme yetkisi bulunuyor ancak Haziran 2019'da yayımlanan yeni bir cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Yunan tarafınca müftülerin özerkliği kısıtlandı.

Müslümanlar, Yunan hükümetinin, kararnameyle, müftülükleri kontrol altında tutmayı amaçladığını ve müftülerin yetkilerini elinden alarak kurumu devletleştirdiğini savunuyor.

- Türklerin eğitim sorunları

Batı Trakya’da, 1951 Türk-Yunan eğitim anlaşması doğrultusunda işletilen Türkçe-Yunanca çift dilli ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde azınlık okulları bulunuyor.

Ülkede anaokulu eğitimi zorunlu hale geldikten sonra azınlık anaokullarının açılması ihtiyaç haline geldi.

Bu ihtiyaca rağmen Yunan tarafı, çift dilli anaokullarına müsaade etmiyor. Bu durumu protesto eden azınlık kesimlerin talepleri ise yanıtsız kalıyor.

Gümülcine ve İskeçe’deki mevcut azınlık ortaokul ve liseleri de tüm azınlık öğrencilerine yetmiyor ve yenilerinin açılması gerekiyor.

Bazı azınlık okullarının da bakım ve restorasyona ihtiyacı varken, azınlık eğitimindeki düşük standartların da geliştirilmesine ihtiyaç duyuluyor.

Son 25 yıldır Batı Trakya Türk azınlığına ait ilkokulların faaliyetleri, ülkedeki tasarruf tedbirleri ve öğrenci sayılarının yetersizliği bahanesiyle azınlığa danışılmadan sistematik olarak "geçici durdurma" yoluyla kapatılıyor. Bunun son örneğini, yakın zamanda azınlığın 8 ilkokulunun daha kapatılması oluşturuyor.

Bu kararla 25 yıl önce 231 olan Türk azınlık ilkokullarının sayısı 115'e indi.

- Oniki Adalar'daki Türkler

Ege’deki Rodos ve İstanköy adaları Lozan Antlaşması esnasında İtalyan egemenliğinde olduğundan Yunanistan bu adalarda yaşayan Türkleri azınlık olarak tanımıyor.

Oniki Adalar'ın parçası Rodos ve İstanköy’de (Kos) yaklaşık 6 bin Türk yaşıyor. Burada yaşayan ve okulları bulunmayan Türkler, asimilasyon politikalarına maruz bırakılıyorlar.

Batı Trakya’da olduğu gibi adalardaki vakıf malları da Atina’nın atadığı yönetim kurullarınca idare ediliyor ve satışa çıkarılıyor.

Son olarak Kos İslam Vakfına ait İstanköy adasındaki 34 dönümlük arazi, Kos Vakıf Malları İdaresi onayıyla 181 bin avro karşılığında bir turizm şirketine satıldı.

Aynı araziye, 11 yıl önce açık artırmayla satılması gündemdeyken 350 bin avro teklif verilmiş fakat arazi satılmamıştı.

- Vatandaşlıktan atılma

Yaklaşık 60 bin dolayında Batı Trakya Türkü ve Oniki Adalar'daki Türklerin bazıları, Yunanistan vatandaşlık kanununun 19. maddesi gereğince 1955-1998 yıllarında Yunan vatandaşlığından çıkarıldı.

Bu madde sadece Yunan etnik kimliği taşımayan ve yurt dışına çıkan Yunan vatandaşlarına uygulandı.

1998’de bu madde lağvedilmesine rağmen kanun söz konusu yıldan önceki vatandaşlıktan çıkarılanları kapsamadı.

19. madde kapsamında vatandaşlıktan çıkarılan Türkler, Yunan vatandaşlığına dönmek istiyor ancak Yunanistan bu talebi de reddediyor.

- Demokratik temsil

Ülkede azınlığın demokratik temsiline ait problemler de öne çıkıyor.

Yunanistan, 1993'teki seçimlerde siyasi partilere ve bağımsız adaylara seçim barajını yüzde 3 olarak tanımladı. Bu karar, Batı Trakya’dan bağımsız Türk milletvekili seçilmemesi için alındı ve bugün halen yürürlükte tutuluyor.

Bu baraj, Türk azınlık kesimlerinden bağımsız milletvekillerinin parlamentoya girmesini engellemeye yönelik bir uygulama olarak dikkati çekiyor.

- Atina, Avrupa'daki tek camisiz başkent

Ülkenin en kalabalık iki şehri Atina ve Selanik’te henüz faal bir cami mevcut değil.

Oysa Atina'da çeşitli milletlerden aralarında göçmenlerin de bulunduğu yüz binlerce Müslüman'ın yaşadığı biliniyor.

Özellikle Avrupa başkentlerinden sadece Atina’da bir cami olmaması büyük tepki çekiyor.

Atina’da inşaat halinde bir cami var ancak konum ve görünüş itibarıyla Müslümanların beğenisini kazanamadı. Bununla birlikte söz konusu caminin ne zaman açılacağı ise halen belirsizliğini koruyor.

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER