ÖNE ÇIKANLAR :
DÜNYATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 30 Aralık 2014 Salı 12:29

Suriye'yi İran ve Rusya ayakta tutuyor

Suriyeyi İran ve Rusya ayakta tutuyor

Suriye ekonomisinin işlemez hale geldiği ve Devlet Başkanı Beşşar Esed rejiminin, neredeyse tamamen İran'dan gelen krediler ve Rusya'dan gönderilen yardıma bel bağladığı belirtildi.


BM, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve bağımsız ekonomistler Suriye'nin içinde bulunduğu ekonomik durumla ilgili ümitsiz bir tablo ortaya koyarken, Suriye'de gayrisafi yurt içi hasılanın, üç yıl öncesine göre yarı yarıya düştüğü, petrol üretiminin durma noktasına geldiği, enflasyonun şu anda yüzde 50 seviyesinde seyrettiği yüksek işsizlik oranının yaşandığını belirtiyor.

Suriye'nin Geleceği Ulusal Gündemi BM Programı'nın yöneticisi Bassel Kaghadou, "Suriye asla eskisi gibi var olmayacak. Ekonomisi daha küçük, nüfusu daha az olacak" değerlendirmesini yaptı.

Syria Report'ta bu ay yayımlanan, derginin başyazarı Cihad Yazigi'nin kaleme aldığı makalede ise "Suriye hükümetinin artık anlam teşkil eden herhangi bir geliri olmadığı, altyapıya devlet yatırımının hemen hemen sıfırlandığı ve maaşların artmadığı" dile getirildi. 

International Policy Digest'te kasım ayında yayınlanan raporda da Suriyeli yetkililerden oluşan bir heyetin 17 Kasım'da üç milyar dolar borç talebiyle Moskova'ya yaptığı ziyarete değinildi, Rusya'nın Suriye'ye yardımının büyük ölçüde, 2013 yılında İran'ın sağladığı fonlardan Rus şirketlerine yaklaşık 4 milyar kazandıran anlaşmalarla silah tedariğine dayandığı kaydedildi. Raporda, Rusya'nın aynı zamanda Tartus'taki donanma üssünün muhafaza edilmesi endişesi taşıdığı belirtildi.

Suriye Merkez Bankası 27 Mayıs 2013 tarihinde İran'ın ülkeye 4 milyar dolar kredi sağladığını açıklamış, yine bu ay Suriye'nin yaklaşık bu miktarda ek borç talebinde bulunduğu haberleri çıkmıştı. 

Londra'da yaşayan Suriye analisti Halia Diyab ise AA'ya yaptığı değerlendirmede, "Esed rejiminin şu anda İran'ın tahakkümünde olduğunu söylemeye gerek yok. İran'ın, rejimin kararları üzerinde muazzam etkisinin bulunmasının yanı sıra İran, sahada rejim için savaşan silahlı kuvvetleri de kontrol ediyor ve Suriye'de rejimle ittifak halindeki Hizbullah güçlerine fon sağlıyor" diye konuştu..

Institute for the Study of War analisti Marisa Sullivan da raporunda, İran-Hizbullah-Esed rejimi ittifakının, Hizbullah için son derece önemli olduğunu belirterek, "Suriye'de faaliyet gösterme kabiliyeti olmadan, İran'ın Hizbullah'a desteği çok daha zor hale gelir, Hizbullah'ın kendi askeri kabiliyetleri ve teyakkuz durumu, askeri ve finansal yardıma erişimi olmazsa sıkıntıya girer. Üçüncüsü örgüt aynı zamanda Suriye'de Sunni egemenliğinde bir rejimin Esed'i devirmesini önleme peşinde" yorumunu yapmıştı. 

Suriye ordusunun eski generallerinden Manaf Tlass, Wall Street Journal ile 21 Aralık'ta yayınlanan söyleşisinde, "Esed Suriye'yi İranlılar'a sattı. Beşşar, hiçbir zaman ciddi ve güvenilir reformları tercih etmedi, aksine iktidarı kaybetmektense ülkeyi mahvetmeyi seçti" diye konuştu. 

Hem Rusya hem de İran, Suriye'de iktidarda Esed'in kalması arzusunu sergilerken, bazı analistler, iki ülkenin, rejimi Esed dışında bir liderle sürdürmeyi seçebilecekleri görüşünde. 

Suriye analisti Halia Diyab da bu görüşü paylaşanlar arasında yer alıyor. Diyab'a göre, Moskova'da ocak ayında muhalif ve rejim yanlısı fraksiyonlar arasında yapılacak barış görüşmeleri, Esed için bir çıkış stratejisi sağlayabilir. Bu görüşmelerde, muhalif lider Muaz el-Hatip'in varlığı önemli, çünkü el-Hatip, rejimle müzakere edilmiş bir barış önerisinde bulunan az sayıdaki muhaliften biri olarak biliniyor.

Halia Diyab, Moskova ve Tahran yönetimlerinin, bu koşullar altında Esed rejmine ne kadar daha fon sağlayacağının belirsiz olduğunu da dile getirdi.

KAYNAK:
AA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER