Mısır'da cuntaın darbe karşıtı sivil eylemleri bastırmak amacıyla kullandığı silahlı-sopalı sivil infaz timlerinin (baltacı) nasıl seçildiği ve nasıl çalıştıklarına dair ayrıntılar, ismi gizli tutulan bir baltacının itiraflarıyla ortaya çıktı. Baltacılar ilkin 2011'de Hüsnü Mübarek diktatoryasına karşı başlayan Tahrir isyanında, Mübarek'in emriyle cezaevinden salınan çete mensuplarından oluşuyordu. Tahrir devrimiyle birlikte iktidardan düşen Mübarek'in ardından bu kişiler yeniden cezaevine kondu. Ancak darbenin ardından aynı çeteler darbe karşıtı halka karşı yeniden cezaevinden çıkartılarak silahlandırıldı.
60 TL'YE KILIÇLI SALDIRI
Önceki gün, İskenderiye kentinde yaşayan, ismini vermeyen bir baltacı, el-Cezire muhabirlerinden Eymen Azzam'ı arayarak önemli itiraflarda bulundu. Baltacı yaptığı açıklamalarda, '25 Haziran'dan beri polis ve askerle işbirliği içinde çalıştıklarını ve meydanlarda toplanan Müslüman Kardeşler (İhvan) taraftarlarını dağıtmak için kendilerine maaş dağıtıldığını söyledi. Aldıkları ücretin, yaptıkları işe göre belirlendiğini ve buna göre, kılıç veya bıçaklı olanlara 200 pound (yaklaşık 60), tabancalı olanlara 500 pound (yaklaşık 150 TL), otomatik silahlı olanlara ise 5000 pound (yaklaşık 1500 TL) ödendiğini söyledi.
'İYİ KAZANIYORUM'
Baltacı yaptığı açıklamada, darbeye destek veren Temerrüd hareketine bağlı olduklarını, her bir mahallede örgütlendiklerini, polis, asker veya İçişleri Bakanlığı'nın kendilerine her konuda yardım ettiğini belirtti. Azzam'ın, neden bu işi yaptığını sorması üzerine ise baltacı ülke (ekonomik anlamda) bu kadar sıkıntı yaşarken, kendisinin bu işten iyi para kazandığını söyledi. Kimseyi tanımadığını söyleyen baltacı aslında İhvan'la özel bir problemlerinin olmadığını da ekledi. Azzam'ın, neden her şeyi itiraf ettiği, amacının ne olduğu sorusuna ise Baltacı şu cevabı verdi: 'Biz İhvan taraftarlarına saldırdığımızda, onlar bize en fazla taş atıyor. Ama çatışmalarda baltacı arkadaşlarımızdan da kaybettiklerimiz oluyor. En son bir arkadaşımın kafasına kurşun isabet etti ve öldü. Polis ve asker, bizim can güvenliğimize önem vermiyor. Bizi canlı kalkan olarak kullanıyorlar. Ben bunu gördüm ve anladım. Kızdığım için bu itiraflarda bulundum.'
Kaynak: Emel Özçelik - Yeni Şafak
