Bir zamanlar usta at binicisi olan Amerikalı Kathleen Kotler, yıllardır atlarla yaptığı tedavi ile engelli çocukları iyileştiriyor. Kotler, ilerlemiş yaşına rağmen, sahip olduğu 6 at ile farklı terapilere ihtiyacı olan 25 öğrenciye hizmet veriyor. “Tamamıyla at sevgisinden kaynaklanan bir sebepten dolayı terapi merkezi kurdum ve terapinin nasıl yapıldığını öğrendim.”şeklinde çiftliğe nasıl sahip olduğunu anlatan Kotler, insanların mutlu olmasına katkıda bulunmanın çok güzel bir duygu olduğunu söylüyor.
Herhangi bir kar amacı gütmeden ve kendisi de bir engelli olan Kathleen Kotler, hipoterapiyi, “Atlarla biraz ilgilenirseniz onlar ve insanlar, özellikle çocuklar arasında nasıl güçlü bir sevgi oluştuğuna ve bu sevginin ne gibi mucizelere yol açabileceğine tanık olmanız hiç güç değil.” sözleriyle açıklıyor. Kotler şöyle devam ediyor: "Bu karşılıklı bir sevgi. Evlilik gibi. Karşılıklı bir bağrışma var; ‘deh’, kişneme, ‘kıh’, başka tonda bir kişneme... Ama bunun sebebi aşk! Atlardan öğrenecek çok şeyimiz var. Anlayabilsek hayat daha kolay olabilir."
Bakmak zorunda olduğu geniş bir ailesi olduğu halde zamanın büyük bir kısmını çiftlikte geçiren gönüllü terapist, sahip olduğu atlara ise gözü gibi bakıyor. Kathleen Kotler’in 22 yıldır hiç ara vermeden yönettiği Excel Equestrian & Therapy merkezinde ‘hipoterapi’ ile fiziksel engelli, psikolojik problemleri olan, otizm, ADHD dikkat dağınıklığı, öğrenme zorluğu gibi sorunlar yaşayan çocuklara ve yetişkinlere yardım ediliyor. Atın çok boyutlu hareketlerinden ve vücut ısısından faydalanılarak yapılan bir tedavi olarak tanımlanabilecek olan hipoterapiden 2 yaş üstü herkes faydalanabiliyor. Terapi merkezinin şu an yaşları 6 ila 30 arasında değişen 25 öğrencisi var.
Çiftliğe 5 yaşında öğrenci olarak gelmeye başlayan daha sonra ise çiftliğin gönüllüleri arasına katılan 27 yaşındaki ilkokul öğretmeni Courtney Thompson ise sadece bunlardan biri. Thompson, ADHD olarak adlandırılan dikkat dağınıklığı problemini atlarla terapi sayesinde yenmiş. Thompson, “Ata binmeye başlayınca hayatım değişti. Atla iletişim kurmak inanılmaz güzel. İlk anda onu çok sevdim ama beni mutlu eden onun da beni sevdiğini hissetmek oldu.” diye konuşuyor.
Bir başka dikkat eksikliği problemi olan 10 yaşındaki Victoria Gadman, atlarla buluşacağı günleri iple çekiyor. Atlarla zaman geçirirken kendisini çok mutlu hissettiğini ifade eden Gadman, “Gün geçtikçe hayatımda olumlu gelişmelerin yaşandığını hissediyorum. Atlarla çok iyi anlaşıyorum bu da bana çok huzur veriyor. Özellikle onların da beni seviyor olmasını hissetmek çok güzel." diyor.
Aynı problemden terapi gören Madison Kelly (10) ise atlarla zaman geçirmenin kendisini çok rahatlattığını ifade ediyor.
Haftalık seansların sayısı binicinin durumuna ve ihtiyaçlarına göre değişebiliyor. Hipoterapi seansları sonucu pelvis, bel bölgesi ve kalça eklemi hareketliliği artıyor, baş ve gövde kontrolü güçleniyor, denge reaksiyonlarını uyararak gövde dengesini geliştiriyor. Atlarla terapi ayrıca kasları kuvvetlendiriyor, eklem hareketliliğini yükseltiyor, kalp-damar sitemini geliştiriyor, metabolizmayı uyarıyor, mesane kontrolünü geliştiriyor, bağırsağın itme hareketlerini uyararak bağırsak problemlerini azaltıyor. Solunum sistemini geliştiren, spastisiteyi ve kontraktürleri azaltan hipoterapi aynı zamanda sosyal iletişimi artırıyor, kendine güveni güçlendiriyor ve ata binen kişiyi rahatlatıyor, stresten uzaklaştırıyor.
Kimi durumlarda hipoterapi, ilaç tedavisi, cerrahi müdahale gibi başka bir tedavinin destekleyicisi olarak kullanılabiliyor. Kotler de dönem dönem psikologlarla, fizikoterapi uzmanlarıyla birlikte çalışıyor. 11 Eylül sonrası bir kilise tarafından psikolojik desteğe ihtiyacı olan kimseler için başlatılan ‘Her şeye rağmen, hayat yaşamaya değer’ kampanyasına kurum olarak destek vermiş.
Terapi çiftliğinde gönüllü olarak çalışan Demet Demirkaya ise elinden geldiğince yapılan hizmetlere destek verdiğini söyledi. Demirkaya, ücretsiz bir şekilde hizmet veren çiftliğe yeterli maddi destek sağlanamazsa bu hizmetlerin sona ermesinden endişe ediyor.
