ÖNE ÇIKANLAR :
DÜNYATÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 10 Ekim 2014 Cuma 13:51

ABD Suriye'de tampon bölge istemiyor

ABD Suriyede tampon bölge istemiyor

ABD yönetimi, Suriye sınırında tampon bölge oluşturulmasına sıcak bakmıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri olarak, Esed rejimiyle çatışma riskinin ortaya çıkması gösteriliyor.


ABD yönetimi güvenlik gibi birçok gerekçeyle Suriye sınırında tampon bölge oluşturulmasına sıcak bakmazken, bunun en önemli nedenlerinden biri olarak, tampon bölge nedeniyle Esed rejimiyle çatışma riskinin ortaya çıkması gösteriliyor.

ABD yönetimi, müttefik ve partnerleriyle tampon bölge meselesini tartışmaya açık olduğunu ancak şu anda uygulamayı düşünmediğini belirtiyor.

Tampon bölge oluşturmanın zorluklarıyla ilgili dile getirilen ana hususlardan biri, bölgenin güvenliğinin sağlanmasına ilişkin. Amerikalı yetkililer, tampon bölge konusunun incelenmesi gerektiğini ancak uygulanmasında birçok zorluğun bulunduğuna dikkati çekiyor.

Dışişleri Bakanı John Kerry, tampon bölge olması halinde, bölgedekilerin Suriye hükümetinin saldırılarından korunmasının sağlanması gerekliliğine işaret ederken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki de güvenlik konusunun ele alınmasının kolay bir mesele olmadığını vurguladı.

Amerikalı uzmanlar da olası tampon bölgenin güvenlik açısından ABD’yi zora sokacağını düşünüyor.

Düşünce kuruluşu Washington Enstitüsü’nde güvenlik uzmanı Jeffrey White, AA'nın sorularını yanıtlarken, “ Tampon bölge oluşturursanız, bunu korumanız lazım. Eğer Suriye rejiminden, IŞİD’den saldırı olursa askeri anlamda korumanız lazım. Bu Obama yönetiminin isteyeceği bir durum değil” dedi.

Tampon bölge içindekilerin homojen grup olmadığına da işaret eden White, “Tampon bölge içindekiler birbiriyle çatışırsa ne olacak? Tampon bölgenin içinden çıkıp dışarıda başkalarıyla çatışırsa ne olacak, ne yapacaksınız? Her türlü karışık durumla uğraşmanız lazım” diye konuştu.

Atlantic Council uzmanlarından Faysal Itani de askeri açıdan bu tür bölge oluşturmanın mümkün olduğunu ama siyasi açından zorluklar barındırdığını kaydetti. 

Askeri açıdan kim koruyacak

Konunun diğer bir yönü ise tampon bölgeyi kimin koruyacağı.

Düşünce Kuruluşu New America Foundation'da Uluslararası Güvenlik Programı uzmanlarından Leyla Hilal, ABD’nin ilk başta IŞİD’e yönelik Suriye veya Irak’a herhangi kara birliği göndermeyi veya askeri girişimde bulunmaya istekli olmadığını belirttiğini hatırlatarak, “Ancak tampon bölge meselesi kara birliklerini kapsıyor. Yetenekli askeri güce ihtiyaç olacağını düşünüyorum. ABD sahadaki duruma angaje olmamak noktasında sınırını çizdi ve böyle bir bölgede başka bir ülkenin askeri olmayacaksa, ABD’nin bu tür bir tampon bölge fikrini kabul etmesi zor olacaktır” dedi.

Hilal, tampon bölgenin nerede oluşturulacağının da en önemli zorluklardan olduğunu belirterek, “İlk başlarda Suriyeli muhaliflerin kontrol ettiği alanlarda oluşturulması önerilmişti. Ancak şimdi bu, IŞİD’in varlığı nedeniyle mümkün değil” diye konuştu.

Asıl çekince Suriye rejimiyle karşı karşıya gelmemek olabilir

Ancak, ABD’nin tampon bölgeye karşı durmasının altındaki ana etmenlerden biri ve belki de en önemlisi ise böyle bir oluşum halinde  ABD veya koalisyon güçlerinin Suriye rejimiyle çatışmak durumunda kalması veya IŞİD için oluşturulan koalisyonun Esed rejimini de içine alacak şekilde genişlemesi riski.

Konunun ana muhataplarından Pentagon,  tampon bölge oluşturulmasının zorluklarında ayrıntılara girmemesine ve diğer yönetim yetkilileri tampon bölge konusuna neden sıcak bakmadıkları konusunda daha açık yanıtlar vermemesine rağmen satır araları bu ihtimal konusunda fikir veriyor.

Tampon bölge için “araştırmaya ve yakından incelemeye değer” ifadesini kullansa da ABD Dışişleri Bakanı Kerry'nin, bölgenin güvenliğinden bahsederken, “buraya hükümetin (Esed rejimi) saldırısının olmaması garantilenmeli” ifadesini kullanması, ABD’nin, olası bir tampon bölgenin amacını, IŞİD’den çok Esed rejimine karşı koruma olarak gördüğünün işaretlerini veriyor. 

Buna karşın ABD, koalisyondaki hedeflerinin, Suriye rejimiyle mücadele değil IŞİD’in gücünü azaltmak ve yok etmek olduğunu devamlı vurguluyor. Nitekim, Pentagon Sözcüsü John Kirby, tampon bölgenin neden masada bir seçenek olmadığına yönelik soru üzerine,  “Size, X, Y veya Z’yi neden yapmayacağımızı söylemek yerine sadece bizim odaklandığımız şeyi söyleyeceğim ki, o da hava saldırıları yoluyla IŞİD’e baskı yapmak” ifadesini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü de önceki günkü basın toplantısında, bir gazetecinin “Uçuşa yasak bölgede amaç düşmanın hava gücünü kullanmasını önlemek değil mi?” sözlerine katıldı. Ama şu ana kadar IŞİD’in elinde hava gücünün bulunduğuna yönelik herhangi bir bulgu yok. 

ABD yönetimi, ana hedefi olan IŞİD’i zayıflamakla doğrudan bağlantılı olarak görmemesi ve dahası kendisini Esed rejimiyle karşı karşı getirme olasılığını ortaya çıkarması nedeniyle de tampon bölge fikrine uzak durduğu izlenimi yaratıyor.

Amerikalı uzmanlar da konunun bu yönüne dikkati çekiyor

Atlantic Council uzmanlarından Itani, “ABD, tampon bölge oluşturulmasının, Suriye rejimi ile çatışma anlamına geleceğinin farkında. Bu tür bir oluşum, Suriye’deki iç savaşa şekil verecek geniş bir müdahalenin başlangıcı anlamına gelir. Burası sonuçta hala Suriye toprağı. ABD, kısa vadede rejimi iktidardan etmeye yönelik ilgisi olmadığı için tampon bölge gibi adımı atmayacaklardır” dedi. 

ABD’nin Suriye’de IŞİD'le ilgili ana amacının da bu örgütü yok etmek değil, bu ülkede IŞİD’i yeteri kadar bozguna uğratarak Irak’ta operasyonda bulunmasını önlemek olduğu görüşünü dile getiren Itani, “Eğer IŞİD’i Suriye’de yok etmek isteselerdi bu sahada da ordu olması anlamına gelirdi, sadece hava saldırısı yeterli olmaz. ABD’nin hava saldırısı dışındaki seçeneklerle ilgilenmediğine bakıldığında, buradaki hedefinin ne olduğunu tekrar düşünmeliyiz” diye konuştu.

Washington Enstitüte uzmanı White da  tampon bölge oluşturulması halinde,IŞİD için oluşturulan koalisyonun Esed rejimini de içine alacak şekilde genişleteceğine katılıyor. White ayrıca, “ Tampon bölge içindeki insanları tüm dış tehditlerden korur, bu ister IŞİD olsun ister Suriye rejimi. Tampon bölge sizi dış saldırılara karşı savunma pozisyonuna iteceğinden illa ki çatışma anlamına gelmez ama karmakarışık sonuçlara yol açabilir. Tampon bölge, bu belirsiz süreçte açık uçlu bir taahhüt anlamına gelir. Bu Obama yönetiminin isteyeceği bir durum değil” değerlendirmesinde bulundu. 

New America Foundation uzmanı Hilal de şu değerlendirmeyi yaptı:

“ ABD son dönemde Suriye rejimiyle doğrudan bağlantılı olmadan, kendi rızalarıyla Suriye’de hava saldırıları düzenledi. Sonuç olarak da Suriye’nin hava güçleriyle bir bağlantısı olmadı ve Suriye rejimini vurup vurmayacağı gibi sorularla karşı karşıya kalmadı. ABD bundan kaçınmak istedi çünkü IŞİD’i yenilgiye uğratmadaki angajmanını minimize etmek istediklerini söylediler. Eğer bir tampon bölge veya uçuşa yasak bölge olsaydı, bu ABD için değerli bir şeydir ama ABD bu noktada da Esed rejiminden gelebilecek saldırılara cevap vermek zorunda kalacak.”

Türk uzmanlar ise konunun BMGK’daki yönüne işaret ediyor

Türk uzmanlar ise özellikle  ABD yönetiminin "tampon bölge" çekincesini, uluslararası alanda bu yönde karar alabilecek yetkili kuruluş olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK)  daimi beş üyesinden Rusya ve Çin tarafından büyük olasılıkla veto edilmesi ve bu iki ülkenin ABD'nin başı çektiği koalisyonun IŞİD hedeflerine düzenlediği hava saldırına desteğini çekmesi korkusuna bağlıyor.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ramazan Gözen, Batılı ülkelerin son yaptıkları açıklamalarda asıl hedeflerinin tampon bölge oluşturulması değil IŞİD'le mücadele olduğunu net olarak ifade ettiklerini söyledi.

ABD önderliğindeki koalisyonun, asıl hedefleri olan IŞİD'e karşı savaştığını ve tampon bölge oluşturması gibi konuların bu mücadeleyi sıkıntıya sokup amaçlarına varmalarını engelleyeceğini düşündüklerini ifade eden Gözen, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Batılı ülkelerin şu anda birinci hedefi IŞİD. IŞİD'e karşı mücadele sürecinde de Rusya ve Çin'den destek almış durumdalar. Amerika'nın Suriye üzerindeki hava operasyonları Rusya ve Çin'in de desteğiyle, daha doğrusu iradesiyle gerçekleşiyor. Eğer bugün Rusya ve Çin, Amerika'nın IŞİD'e karşı hava operasyonlarına izin vermeseler Amerika bunları yapamaz. Çünkü Rusya'yı, Çin'i, Esed rejimini karşısına almak istemez."

Bir ülkenin egemenlik alanı içinde tampon bölge oluşturulabilmesi için BMGK’dan çıkacak karara ihtiyaç olduğunu söyleyen Gözen, "Daha derinden bakacak olursak, ABD Rusya'yla bir kara harbi ve çatışma içine girmek istemiyor" dedi.

Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün ise "Uygulamaya geçildiği zaman Rusya, Çin gibi büyük güçlerin bu konudaki uluslararası hukuku gerekçe göstererek şu anki hava operasyonu veya koalisyonun çatırdamasından korkuyorlar. Çünkü bağımsız bir devlete karşı uçuşa yasak bölge veya güvenlikli bölge ilan ettiğiniz zaman bunun uluslararası hukuka uyması lazım, o da Güvenlik Konseyi kararı gerekir, orada da Rusya ve Çin'in vetosu var" ifadesini kullandı.

Akgün,  Kerry'nin tampon bölge önerisi için kullandığı “Araştırmaya ve yakından incelemeye değer” ifadesinin, şu an için çok gerçekçi beklenti oluşturmadığını kaydetti.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı Ortadoğu Uzmanı Prof. Dr. Muhittin Ataman,  “ABD, bir taraftan IŞİD'ın cezalandırılması gerektiğini diğer taraftan da bunun sınırlı bir proje olduğunu söylüyor," diyerek, bu tavrıyla Suriye'nin mevcut durumunun devam ettirilmesinden yana bir tavır takındığı belirtti. Ataman, "Eğer böyle olmasaydı, Türkiye'nin kendisinden istediği, Esed'i de kapsayacak daha geniş kapsamlı bir kampanyaya dönüştürülme talebini geri çevirmezdi" şeklinde konuştu.

BMGK’da tampon bölge oluşturulması yönünde bir karar çıkmasının, Esed rejimi dışarıda tutulmak kaydıyla mümkün olabileceğini belirten Ataman, Rusya ve Çin'in olası bir kararı veto etmesi konusunda ise "Eğer ABD ve diğer Batılı ülkeler, bunun Esed'ı kapsayacak bir kampanya olmadığı konusunda tarafları ikna edebilirse olabilir" ifadelerini kullandı.

KAYNAK:
AA
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER