ÖNE ÇIKANLAR :
AJANSTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 20 Nisan 2024 Cumartesi 13:01

'Şerzan Kurt cinayetinin ardında terör örgütü var' iddiası

Şerzan Kurt cinayetinin ardında terör örgütü var iddiası


ESKİŞEHİR (CİHAN)- PKK'nın özellikle Güneydoğu'da asker ve polis kıyafetiyle eylemler yapması, Şerzan Kurt cinayeti ile ilgili davanın dosyasına girdi.
    Muğla'da 1.5 yıl önce çıkarılan öğrenci olaylarında hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un ölümünden sorumlu tutulan polis memuru Gültekin Şahin'in yargılanmasına devam edildi. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki 7. duruşmada ilginç ayrıntılar ortaya çıktı. Olayın yaşandığı yerdeki bir işyerinin kamera görüntülerinin olay anını saniye saniye görüntülediği ancak bu görüntülerin vaktinde alınmadığı ve bu nedenle üzerine başka kayıt yapıldığı belirlendi. Ayrıca o esnada olayı gören ve tanıklık yapmak isteyen şahısların talebine rağmen ifadelerinin alınmadığı kaydedildi. Sanığın olayı işlediğine dair hiç bir maddi delilin olmadığı vurgulanan duruşmada, sanık avukatlarının talebi üzerine olayı terör örgütünün planladığı, bu yöntemle terör örgütünün devletle toplumu karşı karşıya getirmek, bu sayede ulusal ve uluslararası alanda "Türk devleti vatandaşını öldürüyor" propagandasını yapmak istediği, buna örnek olarak da terör örgütünün son günlerde asker ve polis kıyafeti giyerek devlet kurumlarına saldırması gösterildi. Muğla’daki böyle bir olayın yaşanacağına dair istihbari raporların mevcut olduğu ve önümüzdeki dönemlerde bu raporun da mahkeme heyetine sunulacağı belirtildi.
    Duruşmada, sanık avukatları tarafından mahkemeye sunulan Uluslararası ve Ulusal Kriminal Bürosu tarafından hazırlanan görüntülü ve sesli rapor dinlendi. Raporda ilginç ayrıntıların yer alması dikkat çekti. Olayın ‘Chicken House’ isimli işyerinin önünde meydana geldiği, olay anını, oradaki şahısları ve kimlerin, nasıl hareket ettiğini, ateşi kimin ettiğinin bu işyerinin güvenlik kameralarınca kayıt altına alındığı, ancak işyeri sahiplerinin bu görüntüleri vermek istemesine rağmen görüntülerin alınmadığı, daha sonra talep edildiğinde ise bu görüntülerin silinerek üzerine kayıt yapıldığı vurgulandı. Bu görüntülerin vaktinde alınması halinde olayın kısa sürede çözüleceğini ve faillerin kim olduğunun hemen belirlenmiş olacağının vurgulandığı raporda, olayı gören şahısların bu kamera görüntülerinde de mevcut olduğu ve ifade vermek istemeleri yönünde talepte bulunmalarına rağmen bu taleplerinin de kabul görmediği kaydedildi. Aynı zamanda sanık Şahin’in olay esnasında yaptığı ateş ile zanlının vurulduğu yer arasındaki mesafenin 58 metre uzaklıkta olduğu, oysa daha sonra sanık avukatlarınca derlenen görüntülerde maktulün 7-8 metreden açılan ateş sonucu öldüğü ve bu olayı teyit eden ses kayıtlarının ve "vuruldu, vuruldu. Kaçıyor, kaçıyor, hani vurmayacaklardı" şeklinde sözlerin yer aldığı ve bunların sanığın olayı işlemediğini gösterdiği anlatıldı.

    MUĞLA OLAYI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İŞİ
    Sanık avukatlarından Yıldırım Ok ise ilginç bir iddia ortaya attı ve bu iddiası mahkeme kayıtlarına geçirildi. Müvekkilinin olayı işlediğine dair hiç bir maddi delilin olmadığını belirten Avukat Ok, olayı terör örgütünün planladığı, bu yöntemle terör örgütünün devletle toplumu karşı karşıya getirmek istediğini anlattı. Avukat Ok, terör örgütünün bu sayede ulusal ve uluslararası alanda "Türk devleti vatandaşını öldürüyor" propagandasını yapmak istediğine dikkat çekerek, buna örnek olarak da terör örgütünün son günlerde asker ve polis kıyafeti giyerek devlet kurumlarına saldırmasını gösterdi. Avukat Ok, şöyle dedi:
    "İstihbari raporlarda da bu durum belli. Polis havaya ateş etmeden önce ve sonra 4–5 el silah sesleri duyulmuş. Bunlar görgü tanıklarının ifadelerinde de mevcut. Bu olay bölücü terör örgütünün bir organizasyonu ve yöntemidir. Polis havaya ateş etmeden öncesi ve sonrasında terör örgütü organizasyonlu şekilde girmiş ve bu işi gerçekleştirmiştir. Terör örgütü daha önce yaptığı olaylarda olduğu gibi burada da devletle milleti karşı karşıya getirmek istemektedir. Son günlerde terör örgütünün asker ve polis kıyafetleri giyerek, devlet kurumlarına, vatandaşlara saldırması Muğla'daki bu olayın bir tezgah, planlı olduğunun göstergesidir. Türkiye'de devletin polisin vatandaşını öldürdüğünü gösterip, ulusal ve ulaslararası arenada propaganda yapmak istiyor. Polis havaya ateş etmeden öncesi ve sonrasında terör örgütü organizasyonlu şekilde girmiş ve bu işi gerçekleştirmiştir." Avukat Ok'un bu sözleri talebi üzerine mahkeme başkanı tarafından zabta geçirildi.
    Öte yandan Muğla’daki böyle bir olayın yaşanacağına dair istihbari raporların mevcut olduğu ve önümüzdeki dönemlerde bu bilgilerin mahkeme heyetine sunulacağı da belirtildi.

    "SUÇA İLİŞKİN MADDİ DELİL YOK"
    Avukat Kemal Ertuğrul ise müvekkilinin suçlu olduğuna dair şu ana kadar hiç bir maddi delil oluşmadığını vurguladı. Eksik yargılama yapıldığını, delillerin yerinde ve düzenli toplanmadığını ileri süren Avukat Ertuğrul, "Müvekkilimizin atış mesafesi 58 metreden. Bu net olarak belirlendi. Görgü tanıkları olayı gerçekleştirenin müvekkilim olmadığını açık seçik beyan ediyor. Maktul avukatlarının bulduğu gizli tanık ifadelerinde müvekkilimizi tarif bile edemiyor. Verdiği eşkâl tutmuyor. Biz bu olayı ortaya koymak istiyoruz." dedi.
    Şerzan Kurt'un avukatları ise davada delil olarak gösterilen bazı gazete haberlerinin dosyadan çıkarılmasını ve olaydan bir yıl sonra ortaya çıkan gizli tanığın ifadesinin alınmasını istedi. Sanık Gültekin Şahin ise "Kriminal sonuçlarına göre benim yaptığım atıştan ölmediği anlaşılmıştır. Olayı çözecek kamera kayıtları üzerine kayıt yapıldıktan sonra mahkemeye istendi. Maktulün avukatları bazı gazetelere kendilerini savunucu, asılsız ve olayı örtbas edecek haberler yaptırdı. Tahliyemi istiyorum.” şeklinde konuştu.
    Dava, sanık Gültekin Şahin'in tutukluluk halinin devamına, eksik belgelerin tamamlanması, Adli Tıp Kurumu'ndan cevabın beklenmesi, gizli tanığın ifadesinin alınması kararı ile ileri bir tarihe erteledi. CİHAN
KAYNAK:
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER