ÖNE ÇIKANLAR :
AJANSTÜMÜ
  • GÜNCELLEME: 15 Kasım 2014 Cumartesi 11:15

Müze gibi lokanta

Müze gibi lokanta

İzmir’de Nejla-Gökay Gültekin çiftinin işlettiği lokanta, antikalardan oluşan dekoruyla adeta müzeyi andırıyor.


Bundan 31 yıl önce üniversitede tanışıp evlenen Nejla (52) ve Gökay Gültekin (57) çifti, İzmir’de bir lokanta işletiyor. Bu lokantayı diğerlerinden farklı kılan şey ise dekoru. Lokantanın tavanından sarkan eski gaz lambaları, 60’lı yıllara ait gaz lambası telefonlar, radyolar, fotoğraf makineleri, taş plaklar ve hatta ilk çıkan cep telefonları, müşterileri çocukluklarına, gençliklerine götürüyor.

“İNSANLAR GEÇMİŞİNİ HATIRLIYOR”

Dükkanlarındaki tüm antikaları tek tek bit pazarından topladığını anlatan Gökay Gültekin, eskiyen eşyaları da atmadığını söyledi. Müşterilerinin bu eşyalar sayesinde kendi hikayelerini oluşturduklarını dile getiren Gültekin, “Bir tanesi bakıyor ‘bu fotoğraf makinesinden bende vardı’ diyor. Bir başkası gaz lambasından bahsediyor, telefondan bahsediyor. Bazı objeleri görünce insanlar geçmişini hatırlıyor. Burada herkesin anısı var, her fotoğraf makinesinde her çerçevede, her tabloda” diye konuştu.

“ASLA SATMAM”

Lokantada bulunan antikaları görenlerin, evlerinde bulunan antikaları da kendilerine getirdiğini anlatan Gültekin, “Ben de köşesine ismini yazıyorum belki bir gün lazım olur ister diye. Maddi olarak çok fazla bir değerleri yok ama manevi olarak çok büyük haz duyuyorum. Hem de gelen insanlar burada keyifli saatler geçiriyorlar” dedi.

Aynı zamanda Ziraat Mühendisi olan Gökay Gültekin, koleksiyonunun en beğendiği parçasının ise körüklü bir fotoğraf makinesi olduğunu ve asla satmayı düşünmediğini söyledi.

“ESKİ OLAN HER ŞEYİ SEVİYORUZ”

Eski olan her şeyi sevdiklerini ifade eden Nejla Gültekin de, “Bizim yaşadığımız eskilerden hoşlanıyoruz. Bütün günümüz burada geçiyor. O yüzden ben de burada onları görmek istiyorum. Ayrıca insanların muhabbet konusu da oluyor, o da büyük keyif verici bir şey. Sadece yemek yiyip gitmiyorlar” diye konuştu. Antikalarla ilgili bir anısını da anlatan Gültekin, “Bizim burada telefonlarımız vardı. Bir bey yemek yerken bir telefona gözü ilişti. ‘Bu bizim telefonumuz, evimizin telefonu’ dedi. Kendi evlerinin numarası yazıyordu üzerinde. Bu çok güzel bir duyguydu” diye konuştu.














KAYNAK:
İHA
ETİKETLER:
ÖNCEKİ HABER

SONRAKİ HABER